ODUNPAZARI’NI ALMAMIZ AĞIRLARINA GİTTİ

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ‘Esgündem26 Haber Masası’nın konuğu oldu. Kurt, bugün ki bölümde belediyeciliği anlattı. Yarın ki bölümde ise parti içi meseleler yer alacak.

ODUNPAZARI’NI ALMAMIZ AĞIRLARINA GİTTİ
19 Mayıs 2017 Cuma 12:53


Kurt, Ayşe Kaytan Uçak, Soner Uçak ve Gözde Çelik’in belediye projeleri, ‘Engelleniyoruz’ iddiaları ve CHP’ye yönelik sorularına yanıt verdi. 
 
Hamamyolu projesi belediyenin iddialı projelerinden birisi. Ancak çalışmaların başladığı günden bu yana eleştirilerin hedefinde. Proje içerisinde yer alan köprü çalışmaları proje için ‘beton yığını’ benzetmesinde bulunuyor. Bu benzetmeler için ne düşünüyorsunuz? Eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hamamyolu, iki türlü tartışmaya açıldı. Birincisi; gerekli miydi, gereksiz miydi? İkincisi; yeşil miydi, beton muydu?  Aslında biz bunu normal kültürümüz ile değerlendirmemeliyiz. Mimarlar, mühendisler değerlendirir.  Zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Niye? Eskişehir gibi turizmin önemsendiği bir yerde Hamamyolu Caddesi’nin değerlenmesi lazım.  Hamamyolu Caddesi’nin gerçekten ilgi çeken bir yer olması lazım. Şimdiye kadar çekmiyor muydu? Çekiyordu ama kötüydü. İnsanlar o haline razıydı. Biz bu işi yaparken, Türkiye’de hiçbir belediyenin yapmadığı bir şeyi yaptık. Demokratik bir katılımla bu projeyi ortaya çıkardık. Burada bir proje ortaya çıktı. Bu proje hem Hamamyolu Çalışma Grubumuz, hem de bizim tarafımızdan beğenildi ve uygulamaya geçildi.
 

TÜMÜNÜ GÖRMEDEN RAHATSIZLIK OLUŞTU

Orada bir köprü yapıyoruz.  Şimdi de ‘köprü gerekli miydi, gereksiz miydi?’ diye tartışmaya başladılar.  Planı çizen mimar ve mühendis öyle uygun görmüş. Bizim de hoşumuza gitti. O köprünün birkaç tane fonksiyonu olacak. Köprüde ne yazık ki betondan, çelikten, demirden…yapılıyor. Tümünü görmeden rahatsızlık oluştu. İnsanlarda eleştirmeye başladı.
 
BU PROJEDE AĞAÇ EKSİLMEYECEK

Otu, yeşil sayarsak orada yaklaşık 10 bin metrekare çim vardı. Ama bu çim sosyal anlamda insanların kullanımına uygun değildi. İnsanlar bu alanı kullanamıyordu. Şimdi çimi biraz azaltacağız, estetik bir görüntü vereceğiz. Kullanılabilir alanı çoğaltıyoruz. Farklı bir malzeme kullanıyor. O malzemenin de oturabilmesi için de bir düzenleme yapılıyor. Bölge bölge havuzlar olacak. İnsanların dinlenebileceği oturma alanları olacak.  Çocukların oynayabileceği alanlar olacak. Hamamyolu’nda şuanda kullanamadığımız alan, kullanır hale gelecek. Kaybolan bitki örtüsünün fazlası ile yerine getireceğiz.
 
‘BETON YIĞINI’ DEMEK DOĞRU DEĞİL

Burasına ‘beton yığını’ demek doğru değil. Çünkü o köprünün olduğu bölgede şuanda görünen beton proje bittiğinde görülmeyecek zaten. Estetik bir biçimde kapatılacak. Şuanda baktığınız zaman elbette sadece bir köprü olarak görünüyor. Ama o köprü değişik sanat eserlerinin sergileneceği, açık hava müzesi gibi kullanacağımız bir yer olacak. O zaman doğru bir iş olmuş denilecek. Bunlar zaman içinde, bitince anlaşılacak.
 
BİZİ ELEŞTİRENLER MAHCUP OLACAK

Bu saatten sonra, ihale yapıldıktan sonra artık o projenin değiştirilmesi mümkün değildir. Bize bu projeyi ‘değiştirin’ diyenler oldu. Ama değiştiremeyiz. Yasal olarak da mümkün değil. Bunlar ezbere konuşulan şeyler. ‘Lüzumu var mıydı?’ diyenler oldu.  Bunların tamamı bireysel eleştiriler ve tercihler. Bittiği zaman bizi eleştirenlerin mahcup olacağını düşünüyorum.  Daha bitmeden ‘bu çok kötü olmuş’ demek insafsızlık olur. Biraz sabır istiyorum. 

BÖYLE ŞEYLER NASIL UYDURULUYOR ANLAMIYORUM

“Projede altı, yedi tane kafeterya varmış, bunlar şimdiden birilerine kiraya verilmiş” diye konuşuyorlar. Böyle şeyler nasıl uyduruluyor, kim uyduruyor, nasıl çıkarıyor bilmiyorum.  Bir kere bizim oralara yapacağımız yeme-içme mekanları çok küçük mekanlar. Sadece mutfağı olan, oturma alanları dışarıda olan yerler olacak.


 
Sanayi Çarşısıyla ilgili bir gelişme var mı?
 
Sanayi Çarşısı bizim önem verdiğimiz projelerden birisi. Sanayi Çarşısı, Afet Riskli Alan ilanı yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlandı. Şimdi, o alandaki yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda. Bakanlık bu yetkiyi isterse kendi kullanır, isterse Büyükşehir Belediyesi’ne ya da Odunpazarı Belediyesi’ne veya da başka bir birime verebilir. Bize vereceğini umuyoruz. Bize verirse projemiz hazır. En kısa zamanda faaliyete başlarız. Bizim arkadaşlarımızın hesabına göre seneye Nisan- Mayıs ayında inşallah başlamış oluruz. Bize vermezse yapabileceğimiz bir şey yok. Bize verilme ihtimali yüzde 90’ının üzerinde.
 
 

ELEKTRİK PARASI ÖDEMEKTEN KURTULACAKTIK AMA ENGELLENDİK…
 
Belediyenin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla bir ‘güneş enerjisi santrali’ projesi hazırladınız. Proje, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Partililerin oylarıyla ret edildi. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Odunpazarı Belediyesi güneş enerjisi santrali kurmak istiyor.  Santralde üretilecek enerjiyi TEDAŞ’a vereceğiz. TEDAŞ’ta bizim kullandığımız enerjinin bedelini karşılaştıracak. Arada fark varsa bizden alacak, yoksa bize verecek. Biz bunun için gerekli tüm izinlerimizi aldık. Lisansı çıkmış durumda. Finansmanı da sağlanmış durumda. Sadece plana işlenmesi söz konusu. Kasım ayında Büyükşehir Belediyesi’ne sunduk. Komisyona havale edildi. Yaklaşık 7 aydır komisyonda bekletiliyordu. O yüzden bu Meclis’te re’sen getirdik. Re’sen gündeme geldiği için de yeniden komisyona gitmesine gerek yoktu. AKP’li arkadaşlarımız bize şunu demediler; ‘bu proje yanlıştır, bu proje zararlıdır, bu böyle olmaz’ demedi. “Siz Osmangazi Üniversitesi’nin bilmem neyini yapmadığınız için biz bunu yapmıyoruz. Milli Eğitim’in bilmem nesini yapmadığınız için biz bunu yapıyoruz” dedi. Odunpazarı Belediyesi’nin gündemindeki idari bir konu, Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki bir görüşmenin bahanesi ya da gerekçesi olamaz. O kurumlar kendi aralarında konuşur, tartışır ve çözülür.  Bahanelerle bizim elektrik santralimizin engellenmesi, yararlı bir işin Odunpazarı’na kazandırılmasının engellemektir. Çok nettir. Bu biterse Odunpazarı Belediyesi, tahmini olarak yılda 1,5 milyon TL civarında bir tasarruf sağlayacak. Elektrik parası ödemeden kurtulacak.  Bu bir kaynak yaratmadır. Bizden sonra 6-7 dosyayı geçirdiler. Bu özel olarak Odunpazarı Belediyesi’ni engellemek için AKP’lilerin yaptığı bir uygulamadır. Her zaman yaptıkları gibi. Dava açacağız.


Başkanım, dava demişken Şehr-i Derya’da son durum nedir?
 
Biz Devlet Su İşleri’nden orayı tahsis süresiyle 5 yıllığına almışız. 5 yıl boyunca Odunpazarı Belediyesi orada insanların piknik yapması için gereken yatırımları yapmış, orayı işler halde tutmuş. 5 yıl dolmadan, Ocak ayında bize bir yazı geldi. Dediler ki; ‘tahsisi kaldıracağız.’ Biz de bir yazı yazdık, dedik ki; ‘doğru bir iş olmaz, halkımızın ihtiyacı var. Burası için çok masraf ettik. Tahsisin uzatılmasını istiyoruz.” Onlarda, ‘bakanlık bilir’ dedi. Bakanlık bize, bilirkişi heyeti gönderdi. Amacına uygun kullanılmış mı, iyi bakım yapılmış mı…diye. Bilirkişiler çok beğendiler. Olumlu olarak buradan ayrıldılar. O yüzden bizde üstünde çok durmadık. Ama referandumdan sonra, tam da biz yeni bir tekne almışken tebligat geldi. ‘Boşaltın’ diye. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Onlarda mahkemenin kararına uydu.  Şimdilik sorun ötelendi. Biz hukukun vereceği karara saygılıyız. Ama iki kamu kurumu, kamu yararını birlikte değerlendirerek hareket etmeli. Devlet Su İşlerinin böyle bir hizmeti verme şansı yok. Hem kuruluş yasasında yok, hem fiilen mümkün değil. Çünkü elindekini kullanamıyor. Elindekini kapatmaya çalışıyor.
 
DSİ BİZİ BURADAN ÇIKARIRSA, YAPTIĞIMIZ YATIRIMIN BEDELİNİ BİZE ÖDEMEK ZORUNDA

Biz burada halkın parasız piknik yapma hakkını koruyoruz. Ben göreve geldikten sonra tuvaletleri dahi parasız hale getirdim. Daha önce paralıydı. Orası için Odunpazarı Belediyesi yaklaşık 6 milyon lira para harcanmış ve yepyeni bir hale getirilmiş. Orası sadece bir baraj göletiydi. Ama alt bölümde piknik alanı haline getirilen yerin tamamını Odunpazarı Belediyesi yapmıştır. Kamelyalar yapmış, oyun grupları kurmuş, yollar yapmış, yürüyüş alanları belirlemiş, tuvaletler yapmış... Bunların hepsi Odunpazarı Belediye tarafından yapılan faydalı hizmetlerdir. DSİ, bizi buradan çıkaracak olursa, bunların hepsini bize ödemesi gerekir. Çünkü biz burayı piknik alanı olarak kullanılmak üzere aldık ve yaptık. Piknik alanı olarak teslim edeceğiz. Bize de piknik alanı olarak yaptığımız yatırımların bedelini ödemesi gerekir. İkincisi, burası ciddi anlamda işletme maliyeti olan bir yer. 25 kişi çalışıyor şuanda orada.  Biz bunun bedelini vatandaştan almıyoruz. Devlet Su İşleri aynı Orman Fidanlığı’nda olduğu gibi bunun kapısına bir kilit vurur öyle kalır. Daha önemlisi vatandaşa sunulan bir hizmetin önüne engel konulmasının bir anlamı yoktur. O nedenle bununda uzlaşılarak çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Biz müracaatımızı bu olaydan sonra yeniden yaptık. Bekliyoruz.
 
DEVLET SU İŞLERİ, İLÇE BAŞKANININ KÖLESİ Mİ?
 
Bu konu için buradaki AK Partili yöneticilerle görüştünüz mü?

Hayır. Ben şuna karşıyım. Her başımız sıkıştığında kamu kurumlarıyla,  AK Parti’nin ilçe başkanını, il başkanını arayıp da ‘bu işi hallet’ demek, parti devletini kabul etmektir. Devlet Su İşleri ile ya da Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla olan bir işi iki kamu kurumu kendi kuralları içerisinde çözer. İlçe başkanına ne?  Devlet Su İşleri, ilçe başkanının kölesi mi? Onun vereceği talimatımı bekliyor.  Adalet ve Kalkınma Parti’sinin böyle bir mantığını da kabul etmiyorum. Bakan ile görüşülür. Bakan ayrı bir şey. Bakan partilidir, politikacıdır ama kamu görevlisidir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin il başkanın, Devlet Su İşleri’nin bu tür idari işlerine karışmaya kalkması devletin temeline dinamit koymaktır. Ben böyle bir şeye çanak tutmakta istemem. Aramam. Hele hele, ‘ben bu işi bozayım’ diyen adamlarla bu işi düzeltmeye çalışmamız hiç de uygun olmaz.
 

OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ’NE DAVA AÇTIK
 
Odunpazarı Belediye Meclisi’nde, bir belediye meclis üyeniz belediyenin, Osmangazi Üniversitesi’ndeki arsasının durumunu gündeme getirmişti. Buranın belediyeye satışıyla ilgili bir gelişme var mı?
 
Dava açtık. Osmangazi Üniversitesi’nin içinde o binaların olduğu yerlerde Odunpazarı Belediyesi’nin tapulu mülkleri var. 35 bin metrekare arsamız var. Normal şartlarda bunun yolu iki kurumun görüşüp, uzlaşıp tapuyu verip, parayı almaktır. Ya da takas etmektir. Çünkü bizim parasız verme gibi bir şansımız yok... Belediyenin arsasını ben hiç kimseye bağışlayamam. Kanun bana böyle bir yetki vermiyor. Dolayısıyla ben o arsayı ancak satabilirim. Rektör ile görüştük, ‘bu durumu çözelim’ dedik. Rektör ise bütçesinde para olmadığını söyledi. Biz de Kalkınma Bakanlığı’ndan bu iş için bir kaynak yarattık. Yarattığımız kaynağı Kalkınma Bakanlığı, rektörlüğe gönderecek, rektörlük de bize ödeyecekti. Anlaştık. Miktar konusunda da anlaştık. Sayın Rektör, Kalkınma Bakanlığı’na bir yazı yazdı. Sonrasında ise rektör bey, tam anlaşmadığımızı söyledi. Baktık olmuyor, dava açtık şimdi. Paramızı dava ile alacağız. Bunun anlamı şudur; Adalet ve Kalkınma Partisi ili, ilçesi müdahil oluyor, kamu görevlisi korkuyor. Kamu görevlisi, CHP’li belediyeye kaynak aktarmaktan vazgeçiyor.
 
 
Göreve geldiğiniz günden bu yana bürokrasiyle bir türlü barışamadınız. Birçok çalışmanız sizin tabirinizle hep ‘engellendi.’ Bunun nedeni nedir?
 
Eskişehir’de kendini üstat gazeteci zanneden birisi yazmış; ‘Kazım Kurt, neden hep kavga ediyor’ diye. Ben hakkımı kimseye vermem. Bu belediyenin hakkıysa almam lazım. Eğer Odunpazarı Belediyesi o 45 milyon lirayı şimdi alsaydı, sıfır borçla yatırım atağına geçecekti. 2 yıl içinde Odunpazarı’nı ikiye katlayacaktı. Belki de üçe katlayacaktı. Bunu engellediler. Ben şimdi teslim mi olayım. ‘İyi yaptınız mı’ diyeyim.
 
BUNLAR KRALDAN ÇOK KRALCI

 AKP’ye yaranmak için uğraşıyorlar. Bir daha rektör olmak için, bir daha müdür olmak için uğraşıyorlar… Hoşlarına gidiyor galiba, ‘Odunpazarı’na bir kazık attım’ demek. Ama bu hiç kimseyi kurtarmaz. Odunpazarı Belediyesi hakkını öyle ya da böyle alıyor.
 
PEK ÇOK KONUDA MİLLİ EĞİTİM İLE BİZİM ARAMIZDA SÜRTÜŞME VAR

Milli Eğitim bana yazıyor, diyor ki; ‘Deliklitaş’daki İmam Hatip Lisesi’nin içine biz yeni bir okul yapacağız. İmar planını değiştir, bana gönder. Sade vatandaş böyle bir dilekçe yazsa, belediyenin kapısından sokmaz. Sade vatandaş ne yapıyor? Nasıl bir plan yapılacaksa gidiyor, yetkili plancıya onu yaptırıyor, dilekçesine ‘ben falanca arsama şöyle bir plan yapmak istiyorum. Bu planı değiştir’ diyor. Biz de Meclis’e getiriyoruz, İmar Komisyonu inceliyor. Kurallarına uygunsa o planın değişikliğine karar veriyor. Biz Milli Eğitim nasıl bir okul istediğini bilemeyiz. Nasıl bir plan tadilatı istediğini bilemeyiz. Bana bir üst yazıyla ‘bunu böyle yap’ demek, yanlıştır. Planı çizip gönderecek. Pek çok konuda Milli Eğitim ile bizim aramızda sürtüşme var. “Biz okulları temizleyelim” diyoruz. “Olmaz” diyorlar. “Halk Eğitim’in, hizmetlerinden Odunpazarı Belediyesi faydalansın” diyoruz. “Olmaz” diyorlar. Halk Eğitim’in usta eğiticileri var. Halk Eğitim ile birlikte biz bir kurs açarsak verdiğimiz sertifika işe yarıyor. Halk Eğitim bizimle işbirliği yapmıyor. Ama Odunpazarı Dernekler Platformu ile yapıyor. Odunpazarı Dernekler Platformuyla yaptıkları işbirliğinde verdikleri sertifika geçerli, üstelik kursa katılanlara da 20 lira para veriyorlar. Sırf Odunpazarı Belediyesi’nin kursuna gitmesin diye. Şimdi ben nasıl anlaşacağım Milli Eğitim ile. Mecburen itiraz ediyoruz.  O zaman da kötü oluyor.
 
 
ODUNPAZARI’NI ALMAMIZ AĞIRLARINA GİTTİ

Şimdi bunun sebebini ben şöyle yorumluyorum; Odunpazarı Belediyesi, 30 Mart 2014 seçimlerinde AKP’nin elinden alınan üçüncü büyük belediye. Birincisi Hatay büyükşehir, ikincisi Adana Seyhan, üçüncüsü Odunpazarı.  Bu ağırlarına gitti.  Tepebaşı’nda alıştılar. 15 senedir, onların değil. Ama Odunpazarı. Biz yerleşmeden, biz burada demir atmadan, ‘geri alınabilir mi acaba’ diye bir saldırı var. Topyekun saldırının nedeni budur. Tepebaşı’na saldırmıyor, Büyükşehir’e saldırmıyor çünkü alışmış.  ’20 yıldır benim değil’ diyor. Ama Odunpazarı ağır geldi. O nedenle biz yerleşmeden “çabuk alalım, yıpratalım” diyerek hareket ediyorlar.
 
Eskişehir, turizm kenti olma yolunda ilerliyor. Kent turizmine en büyük katkıda tarihi Odunpazarı bölgesinden geliyor. Odunpazarı Belediyesi olarak o bölgede turizm ile ilgili yeni projeleriniz var mı?
 
Bizim esnafımız tutucu. Kendini geliştirmiyor, yeniliğe kapalı. Size koşulla,  belli avantajlar sağlıyorsa bunu değerlendirmeniz lazım. Odunpazarı esnafının özür dileyerek söylüyorum çoğu emekli. Emekli maaşı var, onun üstüne 50 lira daha kazanırsa ‘bereket versin’ diyor, kapıyı kapatıp gidiyor. Böyle olmaz. Turizm bölgesinde yenilikler aranır. Ayhan Boyer’den beri her Odunpazarı Belediye başkanı yeni şeyler katmış o bölgeye. Şimdi insanlar şunu bekliyor; başkan bize her gün gelsin. Bir belediye başkanının her gün sizin dükkânınıza gelmesinin ne faydası var?
 
ŞİMDİ HERKES ODUNPAZARI’NIN FARKINDA

Ben belediye başkanı olduğum zaman, ‘Google’a Odunpazarı yazdım ve düğmeye bastım, ikinci el araba pazarı birinci sırada çıktı. Şimdi, ‘Odunpazarı’ diye arama yapın birinci sırada Odunpazarı Belediyesi yer alıyor. Ben belediye başkanı adayı olduğum zaman bir milletvekili arkadaşım “ilçe belediye başkanı adayı olmuşun, niye oldun, kaç oranın nüfusu?” dedi. “400 bin” dedim, şaşırdı. Çünkü adam bilmiyor. Ama şimdi herkes Odunpazarı’nın farkında. Biz bunu sağladıkça turist daha çok gelecek. Elbette burada Yılmaz Hoca’nın katkılarını kimse yadsıyamaz. Bir dinamizm getirdi. Bir günde 2000 kişinin girdiği sergilerimiz, müzelerimiz var. Geçmiş dönemde cephe iyileştirilmeleri yapılmış, sokak düzenlemeleri yapılmış. Biz ona devam ediyoruz.
 
KÜLTÜR PAYLARINDAN GELEN MİKTAR AZALDI

Geçmiş dönemde Vilayet, kültür paylarından Odunpazarı Belediyesi’ne 10 lira gönderiyorsa, şimdi 1 lira gönderiyor. Bu nedenle bizim de kaynak yaratmamız gerekiyor. Bu nedenle, ne yaptık? İş adamlarını uyara uyara bu işe kattık. Buradan teşekkür ediyorum. Ali Eldem,  Dalyancıoğlu Konağı’nı alıp, restore edip, kültür merkezi haline getirmeyi kabul etti ve başladı. Başka çaremiz yok. Biz onu minnetle anıyoruz. Şimdi diğer iş adamları da biz de demeye başladı. Türk Dünyası Ajansı, Sivri Konağı’nı yenilemiş Burhan Bey onu onlara vermiş 15 yıllık kirasını almış. Kira ortada yok. Yağcızade Konağı’nı, Türk Dünyasına mülküyle beraber satmış. Biz geldik, geri aldık.
 
 
ODUNPAZARI’NA ARAÇ GİRİŞİ YASAKLANMALI

Biz Odunpazarı’nda senede en az 10 tane etkinlik yapıyoruz. İnsanlar Odunpazarı’na gelmeye alıştı. Odunpazrı’nda yapılması gereken en önemli iş araç trafiğine yasaklanmalı. Odunpazarı’na özel araç girmemelidir. Ben Odunpazarı Belediyesi olarak turist ve yerli herkesin bütün ulaşımını karşılarım. Buna göre bir formül bulursak, Odunpazarı’nda alış veriş daha da canlanır, farklı etkinlikler yapılabilir. Esnaf, müşterinin arttığını, turistin arttığını söylüyor. Hafta sonu oteller doluyor. Odunpazarı daha iyi olacak ben buna inanıyorum. Hicri Sezen Meydanı’nda da bir düzenleme yapacağız. Projemizi kurul onaylamak üzere…  
 
 
 
 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.