Kriz eczacıları da vurdu: 'Önümüzdeki süreçlerde ilaç yokluğu yaşanabilir'

Eskişehir-Bilecik Eczacı Odası Başkanı Yücel Yenilmez, yanlış fiyat ve eğitim politikalarının krizle birlikte eczacılık mesleğini nasıl derinden sarstığını anlattı. Bu sorunların giderek derinleşebileceğinin sinyallerini veren Yenilmez, yaşamsal öneme sahip ilaçların temininde yaşanabilecek sıkıntıları, mevcut sistemin eczacıları bürokratik sorumluluklar altında ezdiğini ve giderek artan mezun ve işsiz eczacı sayısının bu sorunları perçinlediğini anlattı.

Kriz eczacıları da vurdu: 'Önümüzdeki süreçlerde ilaç yokluğu yaşanabilir'
24 Ekim 2018 Çarşamba 11:54

Ekonomik kriz pek çok mesleği derinden sarstı. Vatandaşın cebini de epey etkiledi. Sizde durum nedir, ekonomik kriz eczacıları nasıl etkiliyor?

Ülkede bir kriz olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Bizdeki yansıması da şöyle oldu. Aralık ayında 500 adet ilacın fiyatı düşecek. Her şeye zam gelirken ülkede ilaçların fiyatı düşüyor. İlaçtan elde ettiği karla hayatını idame ettiren eczacılar için bu ciddi bir sıkıntı. Tüm giderlerimiz arttı ama ilaç fiyatlarına bir türlü zam gelmiyor. Diğer bir sıkıntı da şu; krizin asıl en büyük vuracak noktası şurası bizi: Sağlık bakanlığı her yıl ilaç fiyatları için bir kur belirliyor. Türkiye'de belirlenen kur şu anda 2.69'a sabitlenmiş durumda. Gerçek Euro'nun değeri ise neredeyse bunun üç katı. Bu şartlarda Türkiye'ye ne kadar ilaç gelir bunu kestiremiyoruz. Türkiye Eczaneler birliğinin yaptığı araştırmada yaklaşık 500 civarında ilaç ya yok ya çok az veriliyor eczanelere. Stoklar bittikten sonra bizim bildiğim ilaç firmaları ellerindeki ham maddeler ile ilaç üretimine devam ediyorlar. Bu ham madde bittiğinde ilaç olur mu, 7 liraya ham madde alıp 2.69'a satarlar mı çok emin değilim. Eğer bir müdahale yapılmazsa önümüzdeki süreçlerde ilaçlarla ilgili çok ciddi bir yokluk ortaya çıkar. Bu bizim parasal kazancımızın yanı sıra, hastaların ilaca ulaşamaması anlamına gelir ki bir sağlıkçı olarak bizi en tedirgin eden konu da bu. Hastalar ilaçlara ulaşamayıp zamanında tedavi edilmezse hastalıklar ilerleyebilir. Bu sefer de devlet için daha maliyetli bir tedavi sürecine girilir. Biz ilaç fiyatları ile ilgili bir zam ya da müdahale beklentimiz bu yüzden.

'İLACA DIŞARIDAN BAĞIMLILIĞIMIZ VAR'

Enflasyon rakamlarının ilaçlar üzerindeki yansıması nasıl oldu?

İlaç enflasyon kalemini belirleyen bir ürün. İlaca zam yapıldığında enflasyonda da bir artış gözlemlenebilir. İlaç sanayisi ile hükümet yetkilileri görüşmeler yapıyor ama şu ana kadar ortaya çıkmış bir durum yok. İlaç fiyat zamları bizim çok da müdahil olduğumuz bir alan değil. Sanayi ile hükümet arasında çözülen bir sorun. Ama hiçbir sorun yok denilse de ilaç yokluğuna doğru yavaş yavaş gidiliyor. Bizde kısa sürede bu işin çözülmesini bekliyoruz. Fakat zam beklerken ilaç fiyatlarının sürekli düşüyor olması da eczacılar için ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Yıllardır biz ilaç fiyat politikalarının doğru olmadığını savunuyoruz. Özellikle böyle bir ortamda ilaç fiyatlarını düşürmek bir müddet sonra gerçekten firmaların Türkiye'ye ilaç getiremeyeceği anlamına gelir. Çünkü ne yazık ki Türkiye'de çok fazla yerli üretimimiz yok. Sınırlı sayıda olan yerli firmaların çoğu da yabancılara satılmış durumda. İlaç ne yazık ki dünyada bir tekel. Bellir birkaç grup bu işi kontrol ediyor. Biz yıllardır yerli ilacın desteklenmesi gerektiğini söylerken bu konuyla ilgili bir şey yapılmadı. O nedenle ilaca dışardan bir bağımlılığımız var. Böyle bir tabloda kuru üçte bir fiyatında tutup dışardan ilaç alalım demek te çok gerçekçi değil malesef.

'YAŞAMSAL ÖNEME SAHİP İLAÇLAR TÜRKİYE'YE GELMEYEBİLİR'

Bu eksikliği yaşanacak ilaçlar arasında yaşamsal öneme sahip ilaçlar var mı?

Şimdilik yok ama böyle giderse olur. Çok yaşamsal öneme sahip ilaçlara devlet gerektiğinde küçük müdahaleler yapıyor biraz zam veriyor ama firmalar kazandıkları paradan tatmin olmazlarsa bir müddet sonra Türkiye'ye yaşamsal öneme sahip ilaçlar da gelemeyebilir. Buna bir önlem almak gerekiyor. Biz diğer ticaretle uğraşan insanlar gibi ürünümüze yüzde yüz zam yapıp sonra da küçücük bir indirimle 'enflasyonla mücadele kampanyasını destekliyoruz' diyebilecek bir durumda değiliz. Çünkü bizim fiyatlarımızın tamamını devlet belirliyor. Evet sağlıkçılar olarak hangi ilacın hayati öneme sahip olduğunu biz biliyoruz ama hastalar için bütün ilaçlar yaşamsal öneme sahiptir. Onun için her ilaca bir fiyat dengelemesi yapma zorunluluğu görünüyor şu anda.

'VERESİYE YÜKÜ UZUN SÜRE KALDIRILABİLİR BİR YÜK DEĞİL'

İlaçların tedariği ve fiyatlandırılması konusundaki bu sıkıntılar, aynı zamanda sağlık sistemimizde muayene bedellerinin eczacılardan alınması, vatandaşla sizi karşı karşıya getiriyor mu?

Eskiden çok  daha fazla getiriyordu ama şimdi biraz daha azaldı. Bizim için en büyük problem ama hala muayene ücretleri problemi. Bu siyasi iktidarın çok iyi bulduğu bir formül. Muayene ücretlerini biz almazsak hastanelere vezne kurmaları lazım bu da en az üç bin personel alınması demek. Bu giderden kurtuldular ama aynı zamanda vatandaş hastahaneye gittiğinde cebinde vezneye ödeyecek parası yoksa muayene olamayacaktı. Fakat  şu an muayenesini oluyor, eczaneye geliyor. Bizler mahallelerde esnafız aynı zamanda. Herkesin muhabbetinin olduğu bir eczanesi var. Vatandaş ona deftere yazdırabiliyor. Cebinde olmadan hem ilaç alıp hem muayene olmuş oluyor. Böylece hükümete bir tepkisi oluşmuyor, sorumluluk eczacıların oluyor.  Diğer türlü muayene olamazsa iktidara tepki gösterirdi.  Muayene ücretleri ile oysa ki bizim hiçbir alakamız yok. Biz devlet adına alıyoruz ve ister o ücreti tahsil etmiş olalım ister olmayalım, devlet bize yapacağı ödemeden parasını kesiyor. Veresiye sayısı her geçen gün artıyor. Biz sonuçta sağlıkçıyız, cebinde paran yoksa ilacını alma diyemiyoruz insanlara. Hastalarımızla yıllardır muhabbet içerisindeyiz. Hasta bir insanın eczaneden ilaçsız çıkmasına gönlümüz razı olmuyor. Eczaneler sonuçta küçük işletmeler ve bu veresiye yükü uzun süre kaldırılabilir bir yük değil. Kriz derinleştiği sürece hastaların eczanelere yaptığı ödemelerde sıkıntılar büyüyecektir.

'İLACIN EN DOĞRU ADRESİ ECZANEDİR'

Hem ilaçların kozmetik ürünü gibi gösterilip internetten satılması söz konusu hem de alternatif tıp ilaçlarının giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz.

İlacın en doğru adresi eczanedir. Eczaneden alınan ilacın sahte olması gibi bir ihtimal ve imakn yok. Ama internetten alınan ilaçlarda her şey olabilir. Bu tedavi edici bitkiler için de geçerli. Ne yazık ki bitkisel ürünlerin ruhsatlarını tarım bakanlığı veriyor ve birçok insan bu ürünler sebebiyle canından oldu. Biz bitkisel ürünlerin ruhsatlarının da sağlık bakanlığı tarafından verilmesini  istiyoruz. Zaman zaman firmalar uyanıklık yapıyor. Mesela çok bilinen bir bebek pişik kreminin yıllardır ilaç ruhsatı vardı ve mevzuattaki bir boşluktan yararlanarak kozmetik ürün ruhsatı aldı ve şimdi ilacı internete ve marketlere çıkarıyor. Eczacılara da bir yazı gönderdi 'Benim ürünümün hiçbir tedavi edici yanı yoktur.' diye. Biz eczaneye gelen insanı müşteri değil, hasta olarak görürüz. Ne yazık ki büyük firmalar insanları müşteri olarak görüyor ve pazar yaratmaya, tüketimi arttırmaya çalışıyorlar. İlaç dediğiniz ürünün tüketimi arttırılmaya çalışılmaz. İlaçla zehiri ayıran tek şey aradaki doz farkıdır. Bu nedenle biz bunu kendimize dert ediniyoruz ve böyle firmalarla ilgili mücadele veriyoruz. Önemli olan pazarın atması değil hastanın doğru bir şekilde tedavi edilmesidir. Her platformda biz vatandaşlarımızı uyarıyoruz. İnternetten kesinlikle ilaç ya da bitkisel ürün almasınlar. Bitkisel ürün satılan dükkanlardan da biz bunların alınmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü bitkiler üzerine eğitim alan tek meslek bizim mesleğimizdir. Sağlığa ilişkin tüm ürünlerin tek ve doğru adresi eczacılardır. Bu konuya vatandaşların çok hassasiyetle dikkat etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

'ECZACILIK FAKÜLTELERİNİN BİR KISMI KAPATILMALIDIR'

Birçok alanda yaşanan ve eczacıların da sorunu haline gelmiş bir sıkıntı göze çarpıyor. Giderek artan mezun ve işsizlik sayısı. Bunun sizin mesleğinizdeki yansımaları nasıl oluyor?

Biz her platformda eczacılık fakültelerinin bir kısmının kapatılması gerektiğini düşünüyoruz. 50'nin üzerinde eczacılık fakültesi var, bundan 10 sene önce 7 taneydi. Bu 50 eczacılık fakültesi o 7 eczacılık fakültesindeki hocalarla eğitim vermeye çalışıyor ve bu nedenle eğitim kalitesi giderek düşüyor. İkinci bir durumda biz ciddi yüksek puanlarla fakültelere giriyorduk. Fakülte sayısı arttıkça da yeterlilik düzeyi düşük tutuluyor. Sağlık mesleği gibi insan hayatını birebir ilgilendiren mesleklerde biz bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Hem fakültelerin kapatılmasıyla ilgili başvurularımız var hem de eczacılık fakülteleri için bir taban puan belirlenmesi lazım, sürekli aşağı düşmesin istiyoruz. Ama bu fakülteler açılmaya devam ettiği sürece bunun önü alınmayacak. Türkiye'de eczacılık fakültesinden mezun olan hemen hemen herkes eczane açmak üzerine yoğunlaşıyor doğal olarak. Ama Avrupa'da böyle bir uygulama yok. Orda eczacıların çalışabileceği bir sürü alan var oralarda istihdam ediliyorlar. Biz Avrupa'nın en çok eczanesi olan ülkesiyiz. Bununla ilgili bir yasa değişikliği yapıldı, artık 3500 kişiye bir eczane düşecek. Yeni mezunlar artık bu sebeple eczane açamamaya başladılar. Bu seferde çok fazla işsiz eczacı ordusu toplanacak etrafta. Bu bizim için yine büyük sıkıntı. Biz meslek örgütü yöneticileri olarak hiçbir meslektaşımızın işsiz kalmaması için uğraşıyoruz. Eczane açsalarda bu sefer eczacılık sistemi çöker. Çünkü pasta belli ve herkes o pastadan pay alıyor. Genel ihtiyaca göre ona göre kontenjanlar belirlenmeli ve öğrenci alımı gerçekleşmeli ve mezun olduklarında istihdam edilebilecekleri bir düzen olmalı.

'İLAÇ KULLANIMINDA CİDDİ BİR YANLIŞ VE İSRAF VAR'

Bizim ülkemizde eczacıya esnaf gözüyle bakılıyor. Aldığınız eğitimle kendinizi geliştirebileceğiniz ve bu alanda çalışmalar yapabileceğiniz bir ortam söz konusu değil. Bu zamanla eczacılık eğitimi almış insanları da köreltiyor. Aslında büyük bir potansiyel mevcut ama kullanamıyor muyuz sizce?

Aynen öyle. Fakat bazı yasalarda değişim sağlayabilirsek, ilaç firmaları ve hastaneler gibi yerlerde her türlü sağlık üstüne üretim alanlarında eczacıları çalıştırma zorunluluğu gelirse hem bu potansiyel kullanılmış olur hem de istihdam sorunu kırılabilir. Biz 'eczacı esnaftır' algısını kırmak için çalışmalar yapıyoruz. Bunu geliştirmek için 'Rehber Eczane' isimli bir eğitime tabi tutuyoruz eczacıları. Bizler sağlık danışmanıyız aslında. Ama devlet ve SGK bürokrasisi eczacıları o kadar boğuyor ki, hastaya vermeleri gereken sağlık danışmanlığını veremiyorlar. Biz şimdi eğitimlerle hem bilgilerini yeniliyoruz hem de hasta takiplerine başlatıyoruz ki bu sorun biraz çözülebilsin. Bir de devlet sürekli ilaçtan kar etmeye çalışıyor. Ama bu sistem oturtulmuş olsa devlet her açıdan kar elde edebilir. Türkiye'deki vatandaşın sağlık okur-yazarlığı ilkokul iki seviyesinde. Eş-dost tavsiyesi ile ilaç kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Ciddi bir yanlış ve israf var aslında. Bunların hepsini engelleyecek kesim de eczacılar. Eğer devlette bize bu konuda destek sağlarla hem hastanın gereksiz ilaç almasını egelleyip  hem de devletin bu konudaki gereksiz harcamalarını engelleyebiliriz.

'BİZ HASTAYI DÜZGÜN TAKİP EDERSEK, DEVLET DAHA ÇOK KAR EDER'

Bu bahsettiğiniz sorunlarla ve projelerle iligili Sağlık Bakanlığı'yla ya da hükümetle doğrudan temaslarınız oldu mu?

Tabi oldu. Bu 'Hasta Takip' projemizi bakanlık destekliyor. 8 pilot ilde başlamıştı, şimdi tüm Türkiye'ye yayıldı. Her oda yaptığı çalışmayı dosyalayıp Türkiye Eczaneler Birliği'ne gönderiyor onlar da verileri toplayıp bakanlıkla paylaşıyor. Çok uzun olmayan bir zamanda bakanlık bu konuyla ilgili bir açıklama yapacaktır çünkü siyasilerin baktığı yön hep devlete kar gelip gelmeyeceği konusundadır. Biz hastayı düzgün takip edersek biz sadece bundan sorumlu olursak, devlet de ilaçtan çok ciddi kar elde edecektir. Bunun yanı sıra da sonuçta ilaç dediğiniz kimyasal maddedir. Hastaların da vücuduna giren kimyasal maddeyi daha dengeli ve daha az oranda tutabileceğimize inanıyoruz. Herkes için kazançlı bir proje olacak yani bu.

ECZACILAR İLAÇ STOKÇULUĞU YAPMAZ

Ulusal medyada eczacıların ilaç stokladıklarına dair söylentiler dolanıyor. Bunun aslı nedir?

Zaman zaman televizyonlarda eczacıların ilaçları stokladıkları onun için piyasada ilaç bulunmadığı ile ilgili bazı haberler yansıyor evet. Eczacılar asla ilaç stokçuluğu yapmazlar. Zaten bu stokçuluk eczanelere bir fayda da getirmez. Eczacı sağlıkçıdır ve elinde ilaç varsa mutlaka hastaya ulaştırır. Eğer hastaya eczacısı ilaç yok diyorsa gerçekten ilaç piyasada yoktur. Şimdi az olan ama ilerde olma ihtimali daha yüksek olan ilaçlardan eczacı kesinlikle sorumlu değildir bunu herkesin bilmesini istiyorum.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.