URAYSİM'DE HANGİ TARAFTASIN

SONER UÇAK YAZDI...

URAYSİM'DE HANGİ TARAFTASIN
02 Mart 2021 Salı 13:32

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş URAYSİM’in açılımını bilmeyenler bile bu konu hakkında konuşuyor demeye getirdi haklı olarak.

Kesikbaş’ın sözleri sonrasında Uraysim’in açılımını bilmemenin vermiş olduğu telaşla hemen açılımını öğrendim.

 Mesleki açıdan ciddi bir eksiklik söz konusu olsa da URAYSİM’in açılımı bilmemenin eksikliğini hissetmedim herhangi biri olarak.

Çünkü, URAYSİM zamansal olarak da, mekansal olarak da çok yanlış yerlerde gündeme geliyor, tartışılıyor.

Gerçi bu saatten sonra tartışmanın bir anlamı var mı bunu da bilmiyorum.

Ancak, çok yanlış yerlerden tutularak kamuoyunun önüne atıldığı için bir şeyler yazmak gerekiyor.

Örneğin kenti kalkındıracak iddiası kalkınma sözünün büyüsünü yitirmesinden mütevellit şehir ahalisi için pek de bir anlam ifade etmiyor.

Büyümenin işsizliğe çare olmadığı ülkede, nasıl ki büyüme sevincini büyüyenler yaşadıysa, kalkınma sevinci de en çok kalkınanları ilgilendiriyor dersek yanlış olmaz zannediyorum. Reelde bir büyüme var diyorlar, ben büyüdük diyenlerin yalancısı olmakla birlikte, hissedilen büyümenin vatandaşta pek de iyi hisler uyandırmadığını gözlemliyorum.

Aya yürüyen ülkenin, kaldırımındaki işsiz ise ay pek  anlam ifade etmez.

Sokakta yürüyen adamın dolaylı ya da dolaysız olarak URAYSİM ile kuracağı maddi ve manevi bir bağı bulunmuyor haliyle.

URAYSİM kamuoyundan hak ettiği ya da etmediği ilgi ve alakayı göremiyor.

Ancak bağlandıkları lokomotifin arkasında koşturan vagonların sesini duyuyoruz.

Kimi URAYSİM’in açılımını dahi bilmeden karşı çıkıyor, kimi destekliyor.

Zannediyorum, URAYSİM en çok gündeme gelme, gelebilme hızını test ile görevli şu sıralar.

Karşı çıkanda, destek verende URAYSİM ile bir var oluyor, bir yok.

Ancak yinede açılımını bilmek yetmiyor. Sorular soruları kovalıyor.

Mesela, “siz şurada treni test edin, biz kenarda pancar yetiştirip mümkünse inekleri otlatacağız” mı olacak vaziyetimiz proje bittiğinde.

Mesela, sadece kapladığı alana mı etki edecek, veya URAYSİM ile başladık “hadi devam edelim” denerek ALPU Ovasının ırzına mı geçilecek bilmiyoruz.

Öte yandan şehrin kalkınmasını istemeyenler olarak nitelenen grubun tek motivasyon kaynağı çevre mi?

Çevre ise ne tür zararlar verecek.

Önceden oy birliği ile kabul edilen proje neden şimdi mahkemelik oldu.

Önceki soru cevaplanmadan sonraki soruya geçiyoruz.

Onu da cevaplamaktan itina ile imtina ediyoruz.

Trenleri test etmeden önce tartışma kültürümüzü test etmek gerekiyor.

Hızlı trenlere nal toplattıracak bir şekilde URAYSİM için söylenenler kulağımızın dibinden ıslık çalarak hızla uzaklaşıyor.

Ve her ne hikmetse Ziraat odalarından, çevre kuruluşlarına, Sanayi odasından, Sanayi bölgesine, ETO’dan, belediyelere, vatandaşın dışında tüm aktörleri ilgilendiren URAYSİM, vatandaşın önüne konarak, desteklemesi ya da karşı çıkılması bekleniyor.

Konu Kamusal alana taşınılmadan kamunun “oy”una talip olmaya çalışılıyor.

Ülke toplumunun güruhlaşmasına duyulan sonsuz bir güven söz konusu anladığım kadarıyla.

Eskişehir’den ve Eskişehirliden aynı refleks bekleniyor.

Destekliyoruz oley, karşı çıkıyoruz oley..

 Ancak URAYSİM ile son kararı Eskişehir’in vermeyeceğini bilmekle birlikte URAYSİM’in itibarının Eskişehir’den geçeceği bir gerçek.

Konu Eskişehir ve de Eskişehirli’nin onayına muhtaç değil elbette.

Ancak kent ve kentli bakışı bu projenin hayata geçirilmesine de, geçirilmemesine de onay almayı zorunlu kılmıyor mu sizce de?

Konunun taraflarını bir sonraki yazıya bırakarak noktayı koyalım...

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.