Lorenzo'nun yağı
Soner Uçak yazdı
Bir meclis üyesinin 150 ton yağ stokladığı ile ilgili önce sosyal medyada, ardından basında yer alan haberleri görmüşsünüzdür. Bir belediye Meclis üyesinin 150 ton yağ stokladığı bildiriliyor. Nerede, nasıl yapıldığı, stokçunun kim olduğu açıklanmıyordu. Haber ilginç olduğu kadar, haberin veriliş tarzı da bir o kadar ilginçti. İşin aslına bakarsanız serbest piyasa ekonomisinde stokçuluk diye bir suç var mı tartışılır. Ancak kısa bir süre önce polisin stokçuluk yapılıyor gerekçesiyle birkaç yere baskınlar düzenlediğini haber bültenlerinden izledik. Ancak benim derdim çok başka.
Sonradan oklar Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi Murat Özcan’ı gösterdi. Özcan kendisi ile ilgili ortaya atılan iddiaları yargıya taşıyacağını ifade ederken, iddialara ve iddiaları ortaya atanlara çok sert eleştiriler sundu. İşte bu noktadan sonra başlıyor herşey.
Rüşvet alan milletvekilleri, eşi dostu kayıran belediye başkanları, bizzat kendi şirketine ihale alan bakanlar derken vicdanımızı kusma noktasına varıncaya değin zorlayan pek çok yaşanandan sonra böyle bir rezalete Murat Özcan tarafından okkalı bir itirazın yükselmesi işin aslı hala ahlaki sorumluluk ve yükümlükleri hatırlayanlarımızın var olduğunu gösterdi.
Murat Özcan, hiç itiraz etmeseydi büyük ihtimal tüm o iddialar birkaç gün sonra unutacağımız bir mevzuya dönüşüp, “at binen kılıç kuşananın” diyeceğimiz bir başarı hikayesine dönüşecekti.
Böyle bir haberden rahatsız olmak bile başlı başına insani bir erdem bana kalırsa. Peki; Murat Özcan konuşmasaydı… AK Parti teşkilatından böyle bir refleks görecek miydik? Hem iddialar ortaya atıldığın da, hem de sonrasında AK Parti teşkilatının böyle bir duyarlılığa sahip olmadığını hissettim. Öyle ya! Bunlara vaka-i adiyeden ne de olsa. Unutulur! Zaten bu ve benzeri yaşananları unutarak başladı ahlaki demansımız.
Toplumun geldiği yerden haberdar, ancak bu tür iddialardan rahatsız olmanın bir ahlaki vazife olduğundan bihaber olduğu izlenimi edindim AK Parti il teşkilatından. İktidar mensubu birinin kendisine yönelik suç olup olmadığı bile belirsiz olan iddialardan rahatsız olması bile insanı vicdanını bir nebzede olsa rahatlatıyor.
Bilmiyorum, belki de bir hayra vesile olur da bu yağ mevzusu, AK Parti’ye bir etik arayışı konusunda yeniden hayat verir.