HİÇ BİR NEDEN YOKKEN ÖYLESİNE

SONER UÇAK YAZDI...

HİÇ BİR NEDEN YOKKEN ÖYLESİNE
15 Ocak 2021 Cuma 23:17

Bazı kapılar ardına kadar açıktır bilirsiniz.

 Bazı eller her an sıkabilesiniz diye öylece size uzatılmıştır. Bazı kulakların, ağzınızdan çıkacak her söze gereken değeri vereceğinizi de bilirsiniz.

Öylesine, durup dururken, hiçbir neden olmadan gidesiniz gelir….

Ve gidersiniz.

Kapıdan buyur edildiğinizle birlikte  “ben bugün buraya niye geldim?” sorusu usul usul cevabına akar…

Mutluyken, hüzünlüyken, canınız sıkkın olduğunda veya çok umutlu olduğunuz bir anda çalmadan usulca girebileceğiniz o kapı, bir soluk alma yeridir aynı zamanda.

En insanı faaliyetlerden biri sohbetse şayet…

Hakkını verebilecek kişi ararsın da, bulduğun zaman deymeyin keyfimize…

Günlük hayatın her dalgasında o yelkenlerin ayakta kalacağını, o geminin alabora olmayacağını, hiçbir fırtınanın o rotayı saptırmayacağına güven tamdır.

Belki sırf bu yüzden gidersiniz.

Kendisini tekrar eden kelimelerin, cümlelerin fersah fersah uzağına taşır o gemi sizi.

Başlasın seyr-ü sefer o vakit;

“Memleket insanı kötüyü duymaktan bıktı. Karşıdakinin kötüsünü göstermek işkence… Umut verebiliyor musun? “bak bana ben umudum” diyebiliyor musun?…”

“Rakibi paçasından tutsan çeksen ne yazar, onu da kendinle beraber yukarı taşıyabiliyor musun” diyor…

“Siyasetin, en azından vatandaş için yeni farklı bir rota çizmesi gerektiğinin altını kalın harflerle çiziyor.”

Cemil Meriç sızıyor, Kemal Tahir oturuyor başköşeye bir yerden sonra.

Devam ediyor;

“Çok gürültü var bir şey duyamıyoruz.

 Gürültü demek bir şey söylemek anlamına gelmiyor. Kimsenin kimsenin dinlediği yok, dinlese de sözler duyulmak istenenin çok gerisinde.”

“Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek gibi doğal bir beklenti bile erdemlerin en üst sıralarına çıktı” diyor.

Gözlerim, hemen arkadaki kitaplıkta…

Politikanın patikasında ruhu eskimemiş.

Alabildiğine bir insan yenisi duruyor karşımda.

Eskiye hürmeti hiç eksiltmeyen.

Parlatıp parlatıp sunuyor önüme değerleri, değerlerimizi…

Şu sıralar popüler olan insandan kaçma istidadını elinin tersi ile silip atıyor.

Birlikte yürümenin birlikte, konuşmanın en nihayetinde birlikteliğin hatırına vakfolmuş bir Eskişehir değerinin bürosunda, Türk müziğinin seyrinden, Çernişevki’nin “Nasıl yapmalısı”na…

 Zaman güneşe toslamış buz gibi eriyip gidiyor.

Çaylar da bitmişti zaten.

 “Sizi daha fazla meşgul etmeyelim…”

Asansör kapanır.

Neden ziyaret ettin Ünlü'yü diye soran çok oldu.

Hiç neden yokken, öylesine...

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.