HEPİMİZ BİRAZ YALAKA DEĞİL MİYİZ?

SONER UÇAK YAZDI...

HEPİMİZ BİRAZ YALAKA DEĞİL MİYİZ?
02 Ekim 2020 Cuma 01:05

Şehrin semaları yalaka polemiği ile dolup taşıyor.

Önceki gün Kazım Kurt’un bazı oda başkanlarını işaret ederek, yalakalık yaptıklarını söylemesi fitili ateşledi.

 Dün AK Partili Murat Özcan itiraz etmiyorlarsa demek ki yalakalar demeye getirdi.

Patlasın istiyorlar.

 Kimin elinde belli değil.

Siyasetin sıkışmışlığından dil de nasibini alıyor haliyle.

 Ülkede, şehirde her zaman bir imam cemaat ilişkisi vardır.

 Bu ilişki bu topraklar üzerinde her cemiyete ait ortak bir davranış türü olarak karşımıza çıkar.

 Dikkatli, cesur ve samimi bir şekilde bakarsak şayet görebiliriz.

 “Kazım Kurt dedi de cumhurbaşkanı daha ağırını demedi mi?” gibi kolay bir savunma tarzı vardır üstelik elimizde.

O yapıyorsa, bizim yapmamız mübah.

 Hatta Murat Özcan’ın “madem yalaka lafına itiraz etmiyorlar, o halde yalakadırlar” tespitinin de aynı geniş delikli süzgeçten geçtiğini söyleyebiliriz.

 İşin aslı bakarsak,  yöneten ile yönetilen arasındaki iletişimin, ezberlere sırt dayaması ve bu durumun siyaset ve ideoloji gözetmeksizin bu denli sürdürülebilir olduğunu göz önüne alırsak,  hepimiz yalaka, satılık, hain, cahil olmaktan kurtulamayacağız.

Veya daha ılımlı bir şekilde söylersek, yukarda saydığım kavramlarla aramızda sadece mesafeler var.

Durduğumuz yer, konumlandığımız siper,  tuttuğumuz kale yalakalığımızı, satılık olmamızı ya da hainliğimizi belirliyor.

Birey , akıl, mantık ve vicdan en rahat bu şekilde hapsediliyor çünkü.

Bu ayıplarımızın, yani; yalakalık, satılık olma yada cahilliğimiz veya hainliğimiz  yüzümüze vuruldukça, kendi iktidarımıza, gücümüze, yöneticimize, cemiyetimize sığınmak zorunda kalacağız.

Yalakalığımız, satılmışlığımız ve de hainliğimiz ancak orada bir görünmezlik pelerini ile örtülebiliyor nitekim.

Oysaki; beklediğimiz, hainsek, yalakaysak ve satılmışsak şayet, bu ayıbımızın defalarca yüzümüze vurulması değil.

Bizi bu halden kurtaracak bir politika üretilmesidir.

 Maalesef beklentim büyük biliyorum.

Kullanım tarihi bir türlü eskimese de, bünyeye pek de fazla fayda sağlamayan yiyecekleri al sat yapmak, toprağa yeni bir şeyler ekmekten çok daha kolay.

Alınıp satılamayacağımız, yalakalık yapmak zorunda kalmayacağımız, hain olarak yaftalanmayacağımız bir ülke ve şehir mutlaka mümkün.

Ancak bunun için biraz terlemek, farklı patikaları geçmek, farklı engelleri aşmak gerekiyor.

Bilindik yolların çıkaracağı yegane durak hepimizin az biraz yalakalığıdır.

Bu teselli ile yaşayabilir miyiz?

 Neden olmasın;

-benim yalakam seninkinden daha dobra

-benim satın aldığım seninkinden daha cesur

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.