ESKİ Genel Müdürü Özen: Eskişehir için alternatif su kaynağı şarttır

Son dönemlerin en kurak kışı ile karşı karşıyayız. Yağışsız geçen kış mevsiminde kuraklıkla mücadele ediliyor. Barajlarda düşen doluluk oranlarıyla Türkiye, en susuz kışlarından birini yaşıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Eylül, Ekim Kasım ayına ilişkin meteorolojik kuraklık durumunu gösteren haritalarında şiddetli kuraklık yaşayan bölgeler arasında yer alan Eskişehir, Aralık ayını da yağışsız kapadı, Ocak ayını geride bırakacağımız şu günlerde henüz beklenen kar yağmış değil. Tüm işaretler ciddi bir su tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu gösterirken soluğu işin merkezi ESKİ’de alıyorum. ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, hiç tükenmeyecek gibi davrandığımız doğanın tüm uyarılarını dikkate almamız gerektiğini belirtirken, tüketim alışkanlıklarımızın değiştirilmesi ile planlamanın önemine dikkat çekiyor.

ESKİ Genel Müdürü Özen: Eskişehir için alternatif su kaynağı şarttır
29 Ocak 2023 Pazar 02:57

“Kullanılabilir suların yönetimi ile tarım planlaması acilen gündeme alınmalı”

Eskişehir’e içme ve kullanma ile tarımsal sulama suyu sağlayan Porsuk Barajı’nın su seviyesi, iklim krizine bağlı yağış azlığı ve kuraklık nedeniyle yüzde 36’ya düştü. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürü Oğuzhan Özen, Eskişehir’in bugün için bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olmadığını ancak, su fakiri olan kentte özellikle kar yağışlarının giderek azalmasına bağlı olarak gelecek yıllarda su sıkıntısı yaşanmaması için hem tarımsal üretimde hem alternatif su kaynaklarına erişim konusunda acilen planlama yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Eskişehir’in içme ve kullanma su kaynağının Sakarya Havzasının alt havzası olan Porsuk Alt Havzasından sağladığını aktaran Özen, “Porsuk Alt Havzası; Tarım ve Orman Bakanlığı verileri incelendiğinde yerüstü ve yeraltı potansiyeli toplam 879 milyon m3/yıl’dır. Bu havzada bulunan nüfus ise 1.1 milyon civarındadır. Kişi başına düşen su miktarı 800 m3/yıl ile su fakiri konumundadır. Ayrıca veriler incelendiğinde mevcut durum daha da düşündürücüdür. Yer üstü su potansiyeli mevcutta 256 milyon m3 olup, su tüketimi 232 milyon m3’tür. Mevcut potansiyelin yüzde 90’ı kullanılmaktadır. 2025 yılında Porsuk Alt Havzası’nda tüketilecek suyun miktarının 298 milyon m3 olacağı öngörülüp, yerüstü su potansiyelinin ise kuraklığa bağlı 190 milyon m3 olacağı öngörülmektedir. Görüldüğü üzere Porsuk Alt Havzası önümüzdeki birkaç yıl içerisinde dahi potansiyel olarak ihtiyaç duyulan tüketim miktarını karşılayamayacak duruma gelecektir” ifadelerini kullandı. 

Su sorunu ile ilgili kim ne söylüyorsa haklı

Su ile ilgili pek çok kesimden değişik görüşler ortaya atıldığını belirten Özen, “Ben su sorunu ile ilgili söylenen hiçbir şeyin haksız olmadığını düşünüyorum. Herkesin kendince ifade ettiği görüş ve öneriler dikkate alınmalı ancak iş burada kalmamalı mutlak suretle bir planlama yapılması gerekiyor.  Konuşmanın, raporlamanın tek başına yeterli olmayacağı süreçteyiz. Doğa kaynaklarının kullanımı konusunda ciddi bir planlamanın acil olarak ortaya konulması gerekiyor. Bir devlet politikası oluşturulup gelecek nesillerden emanet olan su kaynaklarını verimli ve akılcı kullanmalıyız. Bugün yaşanan krizlerden bizler elbette etkileniyoruz. Ancak doğanın bize sunduğu kaynakları kullanmak konusunda hoyrat davranılması, herhangi bir planlama yapılmaması sonucu gelecek nesillerin yaşayacağı sıkıntıları düşünmek dahi istemiyorum” diye konuştu.

Eskişehir için alternatif su kaynağı şarttır

Kaynağını Murat Dağı’ndan alan Porsuk Barajı’nın 431 milyon m3 işletme hacmine sahip olduğunu söyleyen Özen,  yüksek kirlilik oranına sahip Porsuk’tan alınan suyun, ESKİ tarafından arıtılabilmesi için ciddi bir bütçe harcaması yapılarak, insani tüketim amaçlı kullanıma uygun hale getirildiğini dile getirdi. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından Porsuk Barajı su seviyesinde yaşanan azalmaya ve kirliliğe her fırsatta vurgu yapıldığını belirten Özen, kurum olarak Porsuk Nehri’nin kalitesinin var olandan daha da kötüleşmemesi için gerekli tedbirleri alarak, koruma planlarının hazırlanması için yoğun bir çalışma yürüttüklerini söyledi. 

Eskişehir’in su fakiri olan bir alt havzaya sıkıştırıldığını, il sınırları içerisinde olan zengin su kaynaklarından faydalanamadığını belirten Özen;“Eskişehir için mutlaka alternatif su kaynağı yaratılması gerekiyor. Bunun için en elverişli kaynak da Sakarya Nehri’nin doğduğu ilimiz sınırları içerisinde olan Sakaryabaşı’dır. Yukarı Sakarya alt havzasına baktığımızda mevcut su potansiyeli 722 milyon m3, tüketilen su miktarı ise 256 milyon m3’tür. Mevcut su potansiyelinin yüzde 35’i tüketilmektedir. Yukarı Sakarya alt havzasında 2025 yılında 366 milyon m3 su tüketileceği düşünülmekte, su potansiyelinin ise kuraklığa bağlı 611 milyon m3 olması beklenmektedir. Görüldüğü üzere bu alt havzada su sıkıntısı bulunmamaktadır. Bu nedenle Sakaryabaşı’ndan içme ve kullanma suyu getirilmesi projesi çok önemlidir” diye konuştu.

Dedelerimiz bu topraklara mısır ekti mi?

ESKİ Genel Müdürlüğü tarafından arıtılarak Eskişehir halkının hizmetine sunulan içme ve kullanma suyundaki kullanma kelimesinin genel olarak yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Özen, “Özellikle kırsal bölgelerimizde kullanma suyu farklı algılanmakta, tarımsal amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Sınırlı olan insani tüketim amaçlı su kaynakları gerçek ihtiyacın çok üzerinde harcanmaktadır. Bu durum da hem yetersizliği, hem de yüksek maliyeti beraberinde getirmektedir. Kuru tarım bölgesi olan Eskişehir’de son yıllarda artan mısır gibi çok su isteyen ürünlerin ekimi bu şehrin su kaynaklarına bir nevi ihanettir. Dedelerimizin atalarımızın bu topraklarda mısır ektiği görülmüş mü? “Şimdi para ediyor o halde mısır ekelim düşüncesi” olmaz. Devlet bu noktada hangi ürün hangi bölgeye uygunsa bu yönde teşvik etmeli çiftçilerimizi. Bize ders kitaplarında mısırın hangi bölgelerde üretildiği öğretilmiştir. Ya yanlış öğretilmiş ya da şimdi ciddi bir yanlışa imza atıyoruz. Su ve toprak gibi hayati önem arz eden doğal kaynakları yanlışlara kurban ediyoruz. Bu durum gelecek nesillere de bir nevi ihanettir.  Suyun olmadığı yerlerde suya ihtiyaç duyulan bitki çeşitliliğine izin verilmemesi gerekiyor.  Tarımsal sulamada yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve bölgesel ürün politikası oluşturulmalıdır. Su kadar hayati önem taşıyan gıda güvenliğini doğrudan etkileyen (gübre ve ilaç kullanımının denetlenmesine) öncelik verilmelidir” dedi.

“Doğa artan nüfusa ve tüketim arzusuna yetişemiyor”

Özen, Türkiye’de kullanılabilir su potansiyelinin 112 Milyar m3, kişi başına düşen su miktarının ise 1.350 m3/yıl olduğunu belirterek, Türkiye’nin su fakiri ülke konumuna doğru hızla gittiğini işaret etti.  Ülkemizde kullanılabilir suyun yaklaşık olarak 54 milyar m3’ünün tüketildiğini belirten Özen, “Türkiye’de tüketilen su kaynaklarının yüzde 13’ü içme ve kullanmada, yüzde 13’ü sanayide ve yüzde 74’ü tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Nüfus artışı hızı dikkate alındığında su fakiri ülke konumuna düşmemizin çok da uzak olmayacağı aşikardır” diye konuştu. Ülkemizde su ihtiyacının her geçen gün artış gösterdiğini, kullanılabilir su kaynaklarının azalarak, kalite olarak bozulduğunu belirten Özen, bu nedenle su kaynaklarının sürdürülebilir yöneltilmesi gerektiğine işaret etti. Doğanın artan nüfus ve tüketim arzusuna yetişemediğini ifade eden Özen; şunları söyledi: “Su kaynaklarının kullanılması ve korunması konusuna bütüncül ve uzun vadeli bir planlama ile yaklaşılmalıdır. Yer altı ve yerüstü varlık envanterinin yanında, nitelik ve kalite envanterinin oluşturulması gerekmektedir. Acil olarak su kanunu çıkartılmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı, cezai yaptırımlar belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Su kaynaklarının günümüze ve geleceğe yeterli olabilmesi için ele alınması gereken önemli konulardan biri de toprak analizleri ve su varlığına dayalı tarımsal ürün planlamasıdır.”

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Selami - 1 yıl önce
Gunaydin eskisehir belediyesi yeni mi aklına gelmis