BİR YAPACAK BİR ŞEY YOK YAZISI

SONER UÇAK YAZDI...

BİR YAPACAK BİR ŞEY YOK YAZISI
13 Aralık 2020 Pazar 03:15

Biraz sonra okuyacaklarınız tamamen gerçek bir hikayedir.

Gece 23 civarında telefonunuz çalıyor.

Arkadaşınız babası öldüğünü söylüyor.

Arkadaşın vasıtası yok, otobüs bileti de bulamıyor üstelik.

Sizden onu götürmenizi istiyor.

Bir insanın kimi ya da kimsesiyseniz sorumluluklarınız vardır.

İnsan olmanın getirdiği bazen tatlı, bazen acı sorumluluklar.

-Ne demek olur mu öyle şey falan deyip telefonu kapatıyorsunuz.

Önce e devletten seyahat izni almaya çalışıyorsunuz.

Ama arkadaşınızın babası vefat ettiği zaman şu işlemleri yapın diye bir madde yok.

199’u arıyorsunuz .

Size bekleme süresinin 10 dakikadan fazla süreceği yönünde bir mesaj 10 kez dinlettiriliyor.

Haliyle umudu kesiyorsunuz.

Arkadaşınızı arıyorsunuz, otogara gidip bilet soralım ben gelemiyorum ama belki bilet buluruz diyorsunuz.

Otogar yolundayken “yakalanırsak derdi anlatırız görevlilere, onlar da anlar” diyorsunuz. Eminsiz yani o derece... 

Otogara gittiğiniz zaman seyahat izinlerinden sorumlu bir ofis olduğunu görüyorsunuz. Hemen ofise giriyorsunuz. Üniformalı bir memura derdinizi anlatmaya çalışıyorsunuz. Karşınızda e devlet sitesi var gibi. E devlette yazanların aynısını söylüyor da, başka bir şey demiyor. Kıvamı koyulaşan her rica “yapacak bir şey yok” duvarına tosluyor.

Derdi anlatma çabası işkenceye dönüyor adeta.

Nitekim belli bir süre sonra karşınızda bir bilgisayar varmış izlenimi ediniyorsunuz.

Üzüntünüze inanılmaz bir öfke ekleniyor. Anlatamamaktan değil, ufak da olsa bir anlaşılma çabası görmemekten bitap düşüyorsunuz.

“Yerim cezasını” deyip, basıp gideceksiniz.

Çat aklınıza geliveriyor işte Sabancıların, Koç’un bir üyesi değilsiniz.

Arkadaşınızın acılı gününde yardım etmenin maliyeti cep yakar biliyorsunuz.

“Allah rahmet eylesin yapacak bir şey yok” deyip sırtınızı dönüp gidiyorsunuz.

Dönüşte babasını kaybetmenin acısını yaşayan arkadaşınız sizi teselli ediyor “yakalanırsan kötü olacak” falan diyor.

O sizi çağırdığından mahcup, siz yardım edememekten.

Koronaya kızıyorsunuz, yasağa kızıyorsunuz, bir ara ölünecek vakit mi diye arkadaşınızın babasına bile kızıyorsunuz.

Yeni normal dedikleri anormal insansızlaştırılmış bir süreç ile karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz.

İnsan böyle vakitte en çok insana ihtiyaç duyar ya!

 O ihtiyaca bile kızıyorsunuz.

Cezaları güle oynaya ödeyecek bir maddi durumunuzun olmamasına öfkelenip,

Polise yakalanmamak için gaz pedalına daha okkalı basıyorsunuz

Eve geliyorsunuz az önce babasını kaybeden arkadaşınız "yakalandın mı?" diye  arıyor.

Bana kalırsa çok fena yakalandık.

Ağır bir ceza kesiliyor.

Ne var ki yapacak bir şey yok

Öyle değil mi sayın valim…

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.