banner536

Urfalı: Yapılan yönetici görevlendirme ve atamalarda sadece ehliyet liyakat ve devlete ve millete sadakat ilkesi dikkate alınmalıdır

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, 2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarıyılının sona ermesi nedeniyle basın açıklaması yaptı. Urfalı yaptığı açıklamada öğretmenlerin tamamının yarı yıl tatili içinde aşılanması gerektiğini belirtti.

Urfalı: Yapılan yönetici görevlendirme ve atamalarda sadece ehliyet liyakat ve devlete ve millete sadakat ilkesi dikkate alınmalıdır
21 Ocak 2021 Perşembe 14:24

Urfalı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarı yılı yarın sona eriyor. Öncelikle koronavirüs salgınında fedakârca görevlerinin başında olan, zor koşullara rağmen görevlerini canla, başla yürüten tüm eğitim çalışanlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca bu süreçte hastalığa yenik düşerek, hayatını kaybeden eğitim çalışanlarımızı da bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Bilindiği gibi öğretmenlerimiz salgın nedeniyle okulların kapandığı 16 Mart tarihinden beri uzaktan eğitim vermektedir. 21 Eylül tarihinden itibaren okullar seyreltilmiş ve kademeli olarak açılsa da, ara tatilin ardından 23 Kasım tarihinde yeniden eğitimin tüm kademelerinde uzaktan eğitime geçildi.

Şunu belirtmek isteriz ki; elbette öğretmenler uzaktan eğitim vermeyi kendileri tercih etmedi. Hatta uzaktan eğitim yüz yüze eğitimden çok daha meşakkatli, sıkıntılı bir yöntemdir. Üstelik öğretmenlerimiz eğitim fakültelerinde ne bunun eğitimini almıştır ne de bugüne kadar uzaktan eğitim tecrübeleri olmuştur. Buna rağmen öğretmenlerimiz tamamen kendi kişisel imkân ve gayretleriyle çocuklarımızın öğrenme kayıplarını en az düzeye indirmek için büyük bir özveriyle görevlerini sürdürmüşlerdir. Öğretmenler teknolojik olarak yeterli donanıma sahip olmamalarına rağmen kendi bütçelerinden eksiklerini gidererek derslerini eksiksiz olarak yapmışlardır. Tüm bunlara rağmen maalesef bazı arazlı zihinler öğretmenler ile ilgili sağduyudan uzak açıklamalar yapmıştır. Oysa ki eğitim camiası olarak bu zihniyetin biraz da empati kurmasını ve saatlerce uzaktan eğitim ders vermenin nasıl zor bir iş olduğunu görmelerini isterdik.

Öğretmenlerimiz, asli görevlerinin yanı sıra, filyasyon ekiplerinde, mahalle denetim ekiplerinde de görevlendirilmiştir. Bu durum öğretmenlerimizin zaten ağır olan iş yükünü artırmıştır. Hem saatlerce öğrencilere uzaktan ders verip hem de bu ekiplerde görev yapmak ciddi bir sorumluluktur. Türk Eğitim-Sen olarak bu görevlerin gönüllük esasına göre verilmesini talep etmiş ve öğretmenlerimizin derslerine olumsuz etki yapılabilecek uygulamalardan kaçınılmasını ısrarla talep etmiştik. Umuyoruz ki ikinci yarıyılda bu sorun çözülür ve öğretmenlerimiz asli görevleri olan eğitim-öğretim faaliyetlerine yoğunlaşır.

Öte yandan uzaktan eğitim birçok yönden sorunlarla yürütülmektedir. Ancak mevcut koşullarda en iyi metot tüm dünyada da uygulandığı gibi uzaktan eğitimdir. Uzaktan eğitimin en büyük sıkıntısı hiç şüphesiz önemli sayıda öğrencimizin uzaktan eğitime erişim sorunu yaşamasıdır. Şöyle ki; interneti çekmeyen, uzaktan eğitim araçlarına sahip olamayan, uzaktan eğitime katılamayan çocuklarımızın öğrenme kayıpları bu süreçte diğer öğrencilere kıyasla daha da artmıştır. Bu çocukların düzenli olarak canlı derslere girmesi, ödevlerini yapması, uzaktan eğitim sürecine aktif katılımı söz konusu olamamaktadır.

Bu minvalde hem öğretmenlerimizin hem de öğrencilerimizin en büyük beklentisi ikinci yarıyılda eğitimin uzaktan değil, yüz yüze yapılmasıdır. Bu eğitimin geleceği açısından çok önemlidir. Aksi takdirde eşitsizliklerin derinleşmesi, yüz yüze eğitimin getirdiği dokunuşların olmaması, çocukların arkadaşları ile bir arada sosyalleşerek eğitim alamaması çok ciddi pedagojik sonuçlara neden olacaktır.

Öğretmenlerin tamamı yarıyıl tatilinde aşılanmalıdır

Türk Eğitim-Sen olarak açıklamalarımızda eğitim çalışanlarının aşılamada öncelikli meslek grupları arasına alınmasını talep etmiştik. Bu çağrılarımız üzerine Sağlık Bakanlığı öğretmenlerin aşılamada 2. aşamada 7. sırada öncelikli meslek mensupları arasında yer alınacağını bildirdi. Ancak zaman hem eğitimcilerimizin hem de öğrencilerin aleyhine işlemektedir. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz; eğer 15 Şubat sonrasında yüz yüze eğitime başlayabileceksek yarıyıl tatilinin iyi değerlendirilerek, mutlaka bu süreçte eğitim çalışanlarımızın tamamının aşılanmasıdır. Hükümetimiz aşı temini noktasında her türlü tedbiri almalıdır. Bu sürecin fazla uzamaması, öğretmenlerimizin öğrencilerimizle yüz yüze eğitime geçmelerinin sağlanması devletimizin öncelikli görevi olmalıdır. Okullarımızın açılması durumunda da hijyen, maske, mesafe kurallarına sıkı sıkıya riayet etme konusunda MEB’in titiz davranması, okulların eksikliklerini tamamlaması hayati öneme sahiptir.

2021 yılında 100 bin kadrolu atama istiyoruz!

İkinci yarıyıl döneminde bir diğer beklentimiz öğretmen atama sayılarının artırılmasıdır. Ülkemizde ücretli öğretmenlik neredeyse asal istihdam modeli halini almıştır. Pedagojik formasyonu olmayanlar da ücretli öğretmen olarak görev yapabilmektedir. Üstelik ücretli öğretmenlerin sigortaları eksik yatmakta, girdiği ders başına ücret almakta, hiçbir özlük hakka sahip olamamaktadır. Biz bu şekilde eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı yakalayamayız.

Öte yandan sadece ücretli öğretmenler değil bir diğer sorunumuz da sözleşmeli öğretmen istihdamıdır. Sözleşmeli öğretmenlerimiz de tıpkı kadrolu öğretmenler gibi görev yapmakta, ancak özlük haklarında farklılıklara maruz kalmaktadır.

Kısacası aynı okullardan mezun olan, aynı işi yapan öğretmenlerin öğretmenler odasında bölük pörçük olması içimizi kanatmaktadır. Bu noktada yapılması gereken tüm öğretmenlerin sadece kadrolu olarak atanmasıdır. Sözleşmeli, ücretli gibi istihdam yöntemleri eğitime yarardan çok zarar vermektedir. Sendika olarak talebimiz 2021 yılında 100 bin atama yapılması ve bu atamaların tamamının kadrolu olmasıdır. 100 bin atama talebimizden vazgeçmeyeceğiz.

İl içi tayinlerde 50 kilometre sınırı getirilmelidir

Mazeret tayinleri yapılmasına karşın tayin talebi karşılanmayan öğretmenlerimiz de bulunmaktadır. Ailelerin parçalanmasına sık sık vurgu yapan sendikamız MEB’in bu duruma kalıcı çözüm üretmesini talep etmektedir.

Sadece iller arası değil il içi tayinlerde de öğretmenlerimiz mağdur olmaktadır. Bazı illerde ilçeler arasındaki mesafe iki il arasındaki mesafeden fazla olabilmektedir. Bu durumda eşler aynı il sınırlarında olsa bile bir araya gelememektedir. Bu noktada il içi tayinlerde yaşanan soruna kalıcı çözüm olması için de 50 kilometre sınırı getirilmelidir. MEB, Gerek iller arası, gerekse il içi tayin talebi karşılanmayan öğretmenlerimize mutlaka il/ilçe emri hakkı tanımalıdır.

Unutulmamalıdır ki; aklı, fikri çocuklarında, ailesinde olan bir öğretmenin verimli olmasını beklemek mümkün değildir. Bu nedenle öğretmenlerimizi aileleriyle birleştirerek hem anayasanın gereğini yerine getirirsiniz hem de eğitimde motivasyon sağlarsınız.

1709 şube müdürü ataması iptal edilmelidir

Öte yandan; MEB’in mahkeme kararını uygulayarak, 1709 şube müdürü atamasının iptal etmesini istiyoruz. Yapılması gereken; 2014’te yapılan tüm atamaların iptal edilerek, yazılı ve mülakat puanlarının aritmetik ortalamasına göre 1709 şube müdürü atamasının yeniden gerçekleştirilmesidir.

Yapılan soruşturmalar herkes için adil olmalı sonucunda getirilen teklifler herkese eşit uygulanmalıdır

İlimizde yapılan soruşturma raporlarına göre getirilen idari teklifler herkese eşit eksiksiz uygulanmalıdır. Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdür Kerim Erzincanlı ile getirilen görev yeri değişikliğinin uygulanması için İl Milli Eğitim Müdürlüğü yazılarında ifade edilen şartlar daha ne zaman olgunlaşacaktır?

Yapılan yönetici görevlendirme ve atamalarda sadece ehliyet liyakat ve devlete ve millete sadakat ilkesi dikkate alınmalıdır

Herkesin kendiyle olan hesaplaşmasını yapması gereken bu salgın sürecinde bile, ilimiz başta olmak üzere yapılan yönetici atama ve görevlendirmelerinde malum sendika üyelerini koruyan kollayan kayıran bir anlayış sergilenmeye devam edilmektedir. Bu anlayış ne yazık ki, bir türlü bitip tükenmemektedir. Özellikle yerel siyasilerin yarattığı alanda yer bulan bir takım dernek, vakıf, grup ve sendika görünümlü yapılar hoyratça yaklaşımlar sürmektedir. Bu anlayışların artık ortadan kaldırılması milletin kararıyla topluma hizmet edecek devletin tüm organlarına yalnızca ehliyet liyakat ve devlete ve millete sadakat ilkesi hakim olmalıdır.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.