CHP'DE KONGRE SÜRECİ

Uzun süredir CHP ile ilgili bir fıkra anlatılıyor. Kimi zaman ciddi köşe yazılarında denk geliyoruz bu fıkraya, kimi zaman ise CHP kulislerinde ciddi bir analiz konusu olabiliyor.

Malum kongre sürecine girdi CHP.

İl başkanı kim olacak sorusu ağır ağır, fakat duyulabilecek şekilde dillendiriliyor.

İşte fıkra tam da burada başlıyor.

“Başkan kim olacak?” sorusu ardından şöyle derin analizlerle karşı karşıya kalıyoruz:

Başkan olacak kişi  Yılmaz Büyükerşen’den onay alacak, Kazım Kurt göz kırpacak, Ahmet Ataç’ın da el vermesi ile CHP’nin yeni dönemdeki başkanı belli olacakmış?

Kötü bir fıkra anlatıcının makus talihi; zannediyorum nerede güleceğiz diye bakmışsınızdır.

Fıkranın kötülüğünü hesaba katmadan benim anlatıcılığıma dil uzatanlarınız bile olmuştur.  

Haklısınızdır belki.

 Kim bilir?

Peki, sizin gülecek bir şey bulamadığınız bu fıkraya ben neden gülüyorum?

Anlatayım.

Sizce de, CHP’nin iktidar perspektifinden söz edebilmek için il başkanı adayı olması beklenen kişilerin, Sivrihasar’daki çiftçiyi, Çiftelerdeki garibanı, Hamamyolu’ndaki esnafı ikna etmesi gerekmiyor mu?  

Fakat, her ne hikmetse varsa yoksa başkanlar ve altındaki bazı isimlerin iknası gündemde.

Hatta belediye başkanlarını yakın markaja alan isimleri duymuyor muyuz?

Veya başkanlara yakın isimler ile oturup kalkanları

Böyle başlayan hikayenin sonunun, falanca belediye başkanının adayı kazandı şeklinde bitmesi kimseyi şaşırtmaz zannederim.

Oysaki CHP’nin farklı dertleri var.

Mesela, CHP kazansın diye çaba gösterenlerin hiç biri  üniversitelerde, şehir hastanesinde, veya envai çeşit devlet kurumlarında tek telefon ile işe alınmıyor ve alınmayacak.

CHP kimliğinin değeri sadece böylesi kaotik ortamlarda çıkıyor.

3-5 hafta, daha önce aranmayan üyeler aranıyor, sorulmayan delegeler soruluyor.

CHP üzerine 3-5 söz söyleme hakkım olsa zannediyorum kendi başkanlarını seçmeleri yönünde tavsiyede bulunurdum.

Belediye başkanları mı?

Onlarda CHP’nin belediye başkanları değil mi?

CHP’lilerin tercihlerine saygı gösterirler elbette.

Tek seçenek onların tercihi olduğunu kabul edip, ondan sonra onlardan farklı bir adım beklemek en masum ifade ile saçma değil mi?

AK Parti’nin temayyül yoklaması var bilirsiniz.

Ancak dön dolaş “sarayın dediği olur “derler bunu da bilirsiniz.

Şayet, bu kafa ile devam edilecekse CHP’lilere bir  tavsiyem daha olacak.

 Belediye başkanlarına sırça köşk yaptırsınlar.

Eeee nede olsa itibardan tasarruf edilmez.

 Öyle değil mi?