Güler neyin mücadelesini veriyor?

Esnafın, hatta işini sadece öğrenciye odaklayan öğrenci esnafının mücadelesini veriyor ETO Başkanı Metin Güler kaç vakittir... Üniversitelerin, öğrenci sağlığı başta olmak üzere, pandeminin şehrin geneli için daha fazla tehlike arz etmemesi için aldıkları karar karşısında “iyi de bizim şu kadar sayıda geçimini öğrenciden sağlayan esnafımız mevcut” dedi ve diyor…

Kendisine yönelik “şuna bak öğrencilerin sağlığını düşünmüyor da, esnafın kazancını düşünüyor” yönünde işin aslına baktığınız zaman vicdanlarımızı okşayan, ancak mevcut koşullarda “İyi! O zaman ne olacak?” dediğimiz yeni bir tartışmayı da başlatıyor Güler…

Gerçekten o zaman ne olacak?

Yani Güler’in temsil ettiği ve haklarını korumak zorunda olduğu öğrencilere hizmet eden esnaf ya da ticaret erbabı geçimini nasıl sağlayacak, işçileri nasıl istihdam edecek?

Ya da "açalım kapıları öğrenciler gelsin" denildiği zaman Corona’nın kent içinde yayılımının önüne nasıl geçilecek?

Güler’in gündeme taşıdığı her “soru”nun bir kere muhatabı ile yüzleşmesi gerekiyor.

Yani; şayet üniversitelerin kararından taviz vermemesi durumunda “esnafın hali ne olacak?” sorusu öncelikle muhatapları ile haşır neşir olmak zorunda.

Muhatap kim?

Hükümet…

O halde salgın başlangıcında ekonomik olarak bir aşı niteliğinde olmasa da, merhem görevi gören krediler bir kez daha gündeme gelmek zorunda. Hatta işin doğrusu mümkünse krediden daha ziyade hibelerden bahsetmek gerekiyor. Ancak ülkenin ekonomik yapısı hibe mevzusunu akıllara bile getirmeye yetecek imkanları sunmuyor, sunamıyor.

Bir diğer adım ise bana kalırsa şu olmalı. Pandemi başında verilen kredilerin ödemeleri geldi ya da geliyor. Bu ödemelerin ertelenmesi şart. Bu işin olmazsa olmazı…

Bu iki basit adımdan sonra "esnaflarımız baksın başının çaresine" kıvamına gelinir mi bilmiyorum. Ancak bu iki adım pandemi ile yeni tanışan kent esnafı için hazırlanma şansı ya da fırsatı sunmak adına önemli….

Bir diğer durum halinde ne yapılmalı. Yani öğrenciler gelmesi halinde neler yapılmalı?

Böyle bir durumda, "bu krizi de saraydan çözeriz" mantığı ile yaklaşmamak gerekiyor. İktidarın Eskişehir ayağına büyük görevler düşüyor. Valilik en ön sırada böyle bir durum karşısında siper de yer almalı. Yerel yönetimlere bu durum ile mücadele edebilecek yetki ve maddi destek sağlanmalı.

Bu gözle bakıldığında ETO Başkanı Metin Güler, esnafın sorunlarını dillendirmenin, sorunlara işaret etmenin mücadelesini veriyor olabilir, ama bana kalırsa “soru”nların muhataplarına sorulara cevap verme şansını tanıyor…