DÜNDAR ÜNLÜ’YE DAİR…

“Gerçek acıdır” derler ya, bir de sıfat olarak kullanmayı deneyin tadından yenmez.

Bir gerçek siyasetçiden bahsedeceğim…

Siyasetçinin en sahici olanlarından, bir tanesinden.

AK Parti’nin mensubu olmak, kıyıdan köşeden AK Parti’ye ilişmek ilişen veya dahil olan kişiye çok şey kazandırabilir. İktidar nimetleri başta olmak üzere pek çok konuda ön açıcı olabilir.

Ufuk açılır mı bilinmez!

Var olan gücün alkışçısı olmak, var olan güce sırtını yaslamaktan müsebbip doğal bir tavırdır.

Alkışlayacaklar elbette.

Fakat var olunan güce ne katabilirler?

Ne kattılar?

Soruları yerinde ve zamanında sormak, soru kadar önemlidir.

Farkında olmadan geç soruyorumdur belki de…

AK Parti’nin ülke genelindeki muazzam gücü sönümlendiğinde geriye ne kalacak?

AK Parti denildiğinde bu şehirde en ön saflarda kendilerine yer kovalayanlar…

Mesela şuanda ateş yanmaktadır.

Bir avuç küle mi çalınıyor alkışlar?

Mensubu olduğunuz siyasi partiye ne kattınız?

‘Ben kimim’ sorusu; yaman bir sorudur.

AK Parti öncesi bu soruya cevap aramayanlar şimdi sınav kağıdına koca bir “AK Parti” yazarak sıyrılıyor o muazzam sorudan.

Soru büyüsünü yitiriyor, cevap lümpenleşiyor.

Mesele çuvalı doldurmaksa, çürük elmalarla da doldurulabilir pek ala…

Ve en esaslı, en gerçek bir siyasetçinin önce çuvaldan, ardından oyundan atıldığını görüyoruz.

Mesele onun sorunu olmaktan çıkmış mıdır?

Sorun artık çuvalın mıdır?

AK Parti’nin, Eskişehir’de her kesime hitap edebilecek en ender isimlerinden biriydi Dündar Ünlü.

Çok şık olmayan, çok zeka gerektirmeyen, çok kaba bir şekilde oyun dışına itildi.

Mesele AK Parti’nindir haddizatında.

Dündar Ünlü’ye bakıldığı zaman AK Parti’de oyun dışı bırakılmış bir “kişi” göreceksiniz.

Ben ise ‘bir kişidir, kişilik sahibidir, oyun dışında kalması mümkün değil’ diyeceğim.

‘Gerçek bir siyasetçi, esaslı bir adamdır’ diyeceğim.