Eskişehirspor’u kim öldürdü?

İnsan kılıcın önündekinin kendi kellesi olduğunu bilse kim bilir belki de kılıcı o denli hışımla sallamazdı.

Heyhat, tek hüneriniz öldürmekse, kellenin önemi kalmıyor

Tüm cinayetlerimizin intihar olduğunu görmek için birkaç ömür tüketmek gerekiyor belki de…

Sırtımızdan kıçımıza doğru ilerleyen teri duymazlıktan gelip kat kat giysilere bürünüveriyoruz.

Kendi cinayetimize şahit olup bir kıyafetten kurtulmak var.

Ama bir cinayeti bir ölünün üstüne atıyoruz işte.

Aklına güvenip konuştuklarımın yüzün de bin bir mahcubiyet; bilenler bilmediklerinin mahcubiyeti içinde sus pus.

Konuşanlar “Her şeyi biliyoruz birader, sesimize kulak ver” aymazlığında.

Eskişehirspor’u diriltmeye çalışıyoruz.

Eskişehirspor’u kim öldürdü ki;

Bir katilin kurbanına şifa olmasını beklemek mümkün müdür.

Ortak işlediğimiz bir cinayetten en çok hissesi olana mıdır müebbet?

Soyunun birader, zira fena terliyoruz.

Çırılçıplak kalmaz isek ayna karşısında, zor uyanırız bu kabustan.

Çok zor….

Bugün mahkeme var hepinizi bekliyoruz.

BİZ TEŞEKKÜR EDERİZ NABİ HOCAM

Nabi hoca ile üç iftarda denk geldik. Protokol gereği üç kez sahneye çıktı.

Üç konuşmasında da teşekkür etti. Üç konuşmasını da kısa kesti. Diğer programlarda ne dedi ne demedi bilmiyorum.

Üç iftarda dinledim Nabi Hocamı. Üçün de de kalktı ve teşekkür etti.

İçimden geldi diyorum işte “Asıl biz teşekkür ederiz Nabi Hocam. Yaptıklarınız ve yapamadıklarınız için”  

Yaptıklarınız için ediyoruz teşekkürü hastane,yol anlarsınız işte. Ama en çok yapamadıklarınız için…

Termik santral unutuldu, şeker fabrikası babalar gibi satılmadı ya! İşte asıl onun için teşekkür ediyoruz.