Çalışan gazeteciler günü

Soner Uçak yazdı...

Dört bir yanı gazete patronlarının sardığı bir ortamda kutlanması işin maskarılığı olsa da; hatırlanmak, gazetecilerin hala makul sayılabilecek bir değer olduğunu görmek de güzeldi. Rol çalmaya çalışan gazete patronlarının ortalıkta fink attığı gece de akıllarda kalan zannediyorum bir araya gelindiğinde ne denli güzel bir manzara olabileceğiydi.

Ülke genelinde en çok eriyen meslek olması bir yana, pek çok güven endeksi puanlamasında son sıralarda kendisine yer alan gazeteciliğin Eskişehir’de hala bir değer olarak kalabilmesi, zannediyorum Yılmaz Büyükerşen’in gazeteci kökenli bir belediye başkanı olmasından kaynaklanıyor. Aksi halde her makam sahibinin bir gazete patronu ile düşüp kalktığı, ortak hedeflerin, ortak aklı ortadan kaldırmaya can attığı Eskişehir’de, gazeteciliğin hala itibarda kalabilmesini anlamlandırmak zor.

Protokol masasının yine patronlar tarafından zapt edildiği gecede, gazeteciler anı yaşayarak bir günlüğüne de olsa tüm mesleki kaygı ve sıkıntılardan sıyrılması haktı elbette. Ancak durup durup meslek ile ilgili can yakıcı sorunlar üzerine konuşanlarda vardı. Ve protokolde patronlardan kendilerine yer kalmayınca kendi kendilerine konuşuyorlardı.

Haber portallarını bağlayıcı yeni düzenleme en çok konuşulan konuların başındaydı mesela. Eskişehir’de pek çok gazetecinin kendisini var edebildiği bu yegâne alanın patronlara teslim edilecek olması ciddi bir tedirginlik konusu olarak sohbetlere dahil oluyordu. Bu noktada iktidar mensuplarının basın emekçilerine ciddi bir açıklama borcu var zannediyorum.

Öte yandan yaşama telaşından kendisini geliştirmek konusunda sıkıntı yaşayan mesleğe yeni başlayanlarda sohbetlerde sık sık geçti. Aldıkları asgari ücret ile entelektüel birikim sağlayamamaları bir yana, pek çoğunun asgari ücrette şikayetçi olamayacak denli mücadele azminin kırıldığını üzülerek gördük.

Karın tokluğu nereden bakarsan ifrit eden bir tanımlama ancak bir mükâfat gibi duruyordu ağızlarda.

Yazılabileceklerin sınırlılığı, sınırların aşımının zorluğu pek çok şey zaman zaman girip çıktı sohbete.

Vakti zamanında pervasız bir şekilde "satılık gazeteci" dediği gazeteciler ile aynı fotoğraf karesine girmeye çalışan bücürlerin varlığı da,  utanma duygusundan arındırılmış olmanın insanı nasıl bir ot kadar özgürleştirebildiğini de gösterdi gece.

Hasılı, bir 10 Ocak’ta da kendimize şöyle bir baktık boy aynasından.

Kimimiz üzüldük, kimimiz utandık, kimimiz gururlandık, kimimiz öfkelendik. Ancak hepimiz bir günlüğüne de olsa mutluyduk, sevinçliydik.

Haberler