Eskişehir’in cennet köşesinde mermer ocağı

Çevre Habercisi Merve Akman ile Eskişehir’in Mihalıççık İlçesi Dinek Mahallesi civarında faaliyete başlayan mermer ocağının yarattığı çevre felaketini bölgeye yaptığı ziyaretle gözler önüne seren Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, “Mihalıççık’ın yeşil doğası ve su kaynaklarının, tehdit altında olduğunu” söyledi.

Bölgede faaliyete başlayan mermer ocağı için açılan yolda binlerce ağacın kesilip, yol kenarına atıldığını anlatan CHP Eskişehir Milletvekili Süllü, “Çatacık Ormanları, Gürleyik Şelalesi ve eşsiz doğasıyla Eskişehir’in cennet köşelerinden biri olan Mihalıççık ilçesi, yeni bir çevre katliamı ile karşı karşıya.  Yol yapımı ve elektrik direkleri için, aralarında 120 yaşında olduğu tahmin edilen meşe ağaçlarının da bulunduğu binlerce ağaç ve eşsiz endemik bitkiler sökülmüş. Bölge iş makinelerinin, mermer tozunun istilası altında” dedi.

SÜLLÜ MADEN FELAKETİNİ YERİNDE BELGELEDİ

 İlçe sakinlerinden çevre katliamını dinleyip Merve Akman ile bölgede incelemelerde bulunan CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, “Mihalıççık ilçemizin Dinek Mahallesi’ne yaklaşık 13 kilometre uzaklıktaki mermer ocağına ulaşım ve elektrik direkleri için, binlerce ağacın kökünden sökülerek yol kenarına devrilmiş olduğunu gördük. Araçların dahi çıkmakta zorlandığı yolu, kilometrelerce yürüyerek madene ulaştığımızda, onlarca dozer ve kamyon ile çevrenin beyaz bir toz bulutuna boyandığını gözlemledik. Şantiye yetkililerinin aktardığına göre, bölgede üç yüz yıl boyunca çıkarılabilecek değerli gri dolamit mermer rezervi var.  Yetkililer ile doğa talanı üzerine konuştuğumuzda, kesilen ağaçların bedelini ödediklerini, maden faaliyeti bittikten sonra ağaçlandırma yapacaklarını söylediler.” diyerek sordu:” Üç yüz yıl sonra mı ağaçlar yerine dikilecek? Süreçteki doğa talanı ve doğal yaşamın bedeli para ile ödenebilir mi? ”

PARA UĞRUNA YİTİP GİDEN DOĞAL YAŞAM ve KAYNAKLAR

Ülkemizdeki inşaat sektörü ile Çin, Amerika ve Avrupa’nın mermer talebinin artması, döviz kurlarındaki artışla ihracatın cazip hale gelmesinin de etkisiyle mermer ocaklarına her geçen yıl yenileri eklendiğini belirten Süllü, mermer ve taş ocaklarındaki artışın, su kaynakların yok olmasına, kirlenmesine ve doğal yaşamın yok olmasına yol açtığını söyledi. “Eşsiz doğası, fauna ve florası ile yıllardır mücadele vererek koruduğumuz Gürleyik Şelalesi’nin suyu, şimdiden bulanık hal almış” diyen Süllü, Gürleyik ve Dinek’te yaşanan su kıtlığına da dikkat çekti.

Bölgede Kızıl Geyik avı ile ilgili çalışmalar yapan gazeteci Merve Akman’a  “Son yıllarda “av turizmi” adı altında gerçekleşen vahşet ile popülasyonu tehdit altında olan Kızıl Geyiklerin yaşam alanında yer alan mermer ocağı, yaban hayatına da zarar verecektir” açıklamasını yapan Süllü, “Ülkemizde son aylarda yüreğimizi yakan yangınlarını daha unutmamışken, ormanlık alanda mermer ocağının enerji ihtiyacı için çekilen yüksek gerilim hatlarının yangına davetiye çıkarttığını da göz ardı etmemeliyiz” dedi.

Mihalıççık’ta yaşanan bu doğa talanının, yaşam hakkı için, termik santral başta olmak üzere, tüm doğa katliamlarına direnen duyarlı Eskişehir halkının haberi olmaksızın, sessiz sedasız gerçekleştirildiğine dikkat çeken Süllü, iklim krizinden en çok etkilenecek bölgeler arasında yer alan Türkiye’de orman alanlarının ve su kaynaklarının korunmasının sorumluluğu ile davranılması gerektiğini vurguladı. Dr. Jale Nur Süllü, bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için, Cumhuriyet Halk Partisi olarak duyarlılıkla mücadeleye devam ettiklerini belirterek bu duyarlılığın tüm canlıların geleceği için vazgeçilemez olduğunu söyledi.

Haberler