Hepimiz kardeşiz

SONER UÇAK YAZDI...

İşin aslı memleket yangın yerindeyken elime tarak alma heveslisi değildim.

Ancak, son dönemde çok konuşuluyor; iki başkan arasındaki amansız mücadele ve dargınlık.

Neyin mücadelesini verdiklerini bilmiyorum. Nereden tutsam elimde  kalacak, biliyorum ancak.

Madem çok konuşuluyor, o halde yazılmayı da hak ediyordur. Saçımı tarıyorum müsadenizle.

CHP il kongresinin ne zaman yapıldığını unuttum.

O dönem aday olanları yaz deseniz düşünürüm.

Kimin kimi desteklediği söyle deseniz hiç hatırlamıyorum.

Eskişehir ile ilgili CHP kongresinden çıkıp da, aklımda kalan tek bir cümle bile yok.

Sadece şunu biliyorum; kime oy verecekleri önceden belirlenmiş delegeler, özgür iradelerini kullandıkları iddiasıyla seviniyorlardı.

Kölelerin tutsaklığı ile onların özgürlüğü arasında ince bir çizgi var desem, ince çizgi bana küfür savurur.

Her neyse gelinen noktada yan yana gelmiyorlar, gelemiyorlar.

Geldikleri zaman birinin diğerine “abi,” diğeri ötekine “kardeş” diyeceğinden hiç şüphe duymuyorum.

Kardeşliğin içi ancak bu kadar boşaltılır zannediyorum.

Ancak reel politika dedikleri bir bataklık, yerel ölçülerde diz boyunu geçmiyor ya, yine de boğuyor işte CHP’yi de, şehri de.

Hem kimsenin CHP’li istediği de yok. Biri Kazım Kurtcu istiyor, diğeri Ahmet Ataçcı. Hepsi o kadar.

Bugün Kazımcılar kazandı mutlu.

Evet, Ahmet Ataç genel kongre delegeliğine bile isteye seçtirilmedi.

Kimse çok üzüldümcülük oynamasın. Ancak Ahmet Ataç da şayet delege çalışmasında başarıya ulaşsaydı, aynısını Kazım Kurt için yapmayacak mıydı? Bilmiyoruz.

Ama bu sorunun Ataç’a yönlendirilmesi CHP açısından neyin yanlış olduğu konusunda fikir verebilir.

Bu kadar yazılıp çizildikten, bu kadar ayyuka çıktından sonra “hepimiz kardeşiz türküsü” kulak tırmalıyor.

Üstelik beraber ve koro halinde söyleniyor. Birinci adamları, ikinci adamları en nihayetinde detone sesleriyle adamları da aynı türküyü daha fazla eziyete çevirmekten öteye geçmiyor.

Ne demiştim memleket yangın yeri.

TBMM’nin görev alan vekillerin mevcut şartlarda çok fazla yapacakları birşey yok. Gündeme taşıyorlar konuyu, vatandaşla buluşuyorlar o kadar.

Ancak memleketin yeniden bir dengeye oturması, AK Parti’nin örselenmiş demokrasimizde makul sınırlara yeniden çekilmesi için belediyeler büyük önem taşıyor.

Çok güzel olmadı saçlarım biliyorum. Kendilerini hiç sorgulamayacaklarının da bilincindeyim.

Saflığımızın sınırları o kadar geniş değil. Mevzu büyük ihtimal saçım olacak.

Haberler