ESKİŞEHİR'DEN 19 MAYIS MESAJLARI

19 Mayıs 1919 tarihi Türkiye Cumhuriyeti için milattır. Atatürk’ün Samsun’a çıkarak cumhuriyetin temellerini attığı bugün Türk insanının kurtuluşunu sağlamıştır. İşte Eskişehir’den 19 Mayıs mesajları,

Özdemir Çakacak

 “Millî Mücadele meşalesinin yakılışının 101. yılında ‘19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı hep birlikte yaşamanın mutluluğu, gururu ve heyecanı içerisindeyiz. 19 Mayıs, esareti kabul etmeyen, hürriyetinden vazgeçmeyen, zulme ve zalime asla boyun eğmeyen Türk milletinin varlık-yokluk mücadelesinin ilk adımıdır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 19 Mayıs 1919’da Samsun’da tutuşturulan istiklâl meşalesi Amasya, Sivas ve Erzurum’dan geçerek elden ele, dilden dile tüm vatan sathına yayılmıştır. Yok edilmek istenen aziz milletimizin, büyük kahramanlıklar göstererek zafere ulaştırdığı İstiklâl Savaşı’nın, milletimiz ve dünya tarihi açısından en önemli sonucu, bağımsızlığımızın sağlanması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması olmuştur. Cumhuriyetimiz, geride kalan yıllar içerisinde hep büyümüş ve ilerlemiş, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma ülküsüne sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Aynı hedef ve idealler için bugün de millet olarak durup dinlenmeden çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş, aziz milletimizin kurtuluş müjdesi olan 19 Mayıs; milletimiz için iftihar kaynağı, gençlerimiz için ise bir ibret vesilesidir. Tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs’ın, ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanması bu açıdan son derece anlamlıdır. Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimizin 19 Mayıs’ı anlamaları, özümsemeleri ve bağımsızlık ruhuna sıkı sıkıya bağlı kalmaları bu anlamı daha da pekiştirecektir. Hiç kuşkusuz ki milletimizin geleceği olan gençlerimiz, içinde taşıdıkları sevgi ve heyecanla ülkemizin kalkınmasına katkı verecek en önemli hazinelerimizdir. Gençlerimizin, aziz vatanımızın ecdadımızdan bizlere emanet olduğunun idraki içinde; tarihimize ve değerlerimize sadakatle sahip çıkarak, ülkemizi hep birlikte daha huzurlu ve müreffeh geleceğe ulaştıracaklarına yürekten inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatanımız için mücadele eden tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyor; tüm gençlerimizin ve milletimizin ‘19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” 

Yılmaz Büyükerşen:

"Cumhuriyete ve bağımsızlığa giden uzun yolun ilk adımı olan 19 Mayıs 1919’un 101’ci yılındayız. Kutlu olsun!

Aynı idealleri paylaştığı silah arkadaşlarıyla birlikte samsun’da Anadolu’ya ilk adımını atan Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefi daha o gün belliydi.

Toprakları bölünmüş, askerlerinin ellerinden silahları alınmış, Anadolu’nun her karış toprağı işgal edilmişti. İşte o şartlarda Atatürk’ün kafasındaki tek düşünce şuydu;

“Ya istiklal ya ölüm…”

19 Mayıs 1919’da başlayıp, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilanıyla sona eren Kurtuluş mücadelemiz, Türk milletinin asla esaret ve vesayet altında yaşamayacağını tüm dünyaya göstermiştir.

19 Mayıs o nedenledir ki, her yıl baharın gelişini müjdelerken bir taraftan da bağımsızlığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi hatırlatır bizlere. Atatürk, 19 Mayıs’ı, Gençliğe Hitabesi’nde büyük görevler yüklediği gençlere armağan ederken, bağımsızlık gülünün asla yere düşürülmeyeceğinden emindi.

Benim de tüm inancım ve güvenim gençleredir. Onların, dünya var oldukça bu ulusun bağımsızlığını ve özgürlüğünü koruyacağına tüm kalbimle inanıyorum.

İçinde bulunduğumuz sancılı süreç nedeniyle ulusal bayramlarımızı gönlümüzce kutlayamıyoruz. Ancak yüreklerimizdeki gücün bir an bile eksilmediğine inancım tamdır.

Bu vesileyle,

Başta Atatürk, silah arkadaşları ve canlarını bu vatan için feda etmiş tüm şehitlerimizi bir kez daha minnetle anıyor, gazilerimize ve ailelerine saygılarımı sunuyorum.

Tüm ülkemin ve milletimin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını en içten dileklerimle kutluyor,

Türk gençliğini sevgi ve saygıyla selamlıyorum!"

Kazım Kurt:

Ulusal kurtuluş mücadelesine giden yolda ilk adımın bundan 101 yıl önce 19 Mayıs 1919 tarihinde atıldığını vurgulayan Başkan Kurt; bağımsızlık yolunda umutlarının yeşermeye başladığı 19 Mayıs'ı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu ülkenin gençlerine armağan ettiğine dikkat çekti. Mustafa Kemal Atatürk’ün, insanlığın tarih boyunca yetiştirdiği en büyük liderlerden biri olduğunun altını çizen Başkan Kurt, Dünya siyasi tarihine bakıldığında gençlerin her zaman demokrasi ve özgürlük mücadelesinin dinamiği olduğunu söyledi. Başkan Kurt, mesajına şu sözlerle devam etti:

“Sevgili gençler, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin geleceğini sadece sizlere emanet etti. Sizler, geleceğimiz, umudumuzsunuz… Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin bağımsızlık ve demokrasi bayrağını yükseklere taşıyacak olan sizleriniz. Bu yolda emin adımlarla yürümek, Türkiye’yi geçtiği bu karanlık dönemden çıkaracak olan meşaleyi yakmak ve onu taşımak sizin en önemli göreviniz. Unutmayın ki; Mustafa Kemal Atatürk, gençleri devrimlerin ve rejimin bekçisi olarak görmüştür. Atatürk’ün Gençliğe Hitabede de kaleme aldığı gibi ‘Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.’ Gençler; gelecek sizin tarafınızdan şekillenecek, bu sizin en büyük sorumluluğunuz olmalı. Bu nedenle de bir araya gelerek fikir üretmeli, kişisel gelişiminize önem vererek ülke yönetiminde söz sahibi olabilmelisiniz. Ülkemiz karanlık ve zor günlerden geçiyor. Tıpkı Ulu Atatürk’ün Gençliğe hitabede dikkat çektiği gibi; ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezik ve bitkin düşmüş… Devletin tüm mekanizmaları üzerinde kurulan baskı rejimi ne yazık ki gençlerimizi de hedef almakta. Gençler, adeta geleceksizleştirilmek istenmektedir. Bu zincirleri kıracak ve
ülkemizi aydınlık günlere taşıyacak olanlar ise sizlersiniz. 19 Mayıs 1919 ruhunu yaşatmaya ve kendinize pusula olarak görmeye devam etmek zorundasınız. Ulu Önder Mustafa Kemal

Atatürk’ün de dediği gibi; ‘Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.’ Atam; 101 yıl önce yaktığınız bu meşale, Türkiye gençliği elinde ilelebet yanmaya devam edecek. Biz büyükler de onlara bu yolda her zaman yol gösterecek ve onların en büyük destekçisi olacağız. Bir kez daha buradan söz veriyoruz ki, YÜZÜNÜ KARA ÇIKARMAYACAĞIZ!

Biliyorum, zor günlerden geçiyorsunuz. Okulunuzdan, işinizden, arkadaşlarınızdan, sokaktan ayrı düştünüz. Evden çıkamadığınız için de size armağan edilen bu günü bayram havasında kutlayamıyorsunuz. Bu günler de geçecek… Siz öncelikle kendi sonrasında da çevrenizde bulunanların sağlığı için yeter ki evde kalmaya devam edin.

Bu duygu ve düşüncelerle halkımızın her zaman onuruyla yaşama kararlılığının tarihsel simgelerinden olan Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, başta Büyük Önder Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.”

Ahmet Ataç

“Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın coşkusunu başta gençler olmak üzere hep birlikte yaşıyoruz. Bu coşku, cumhuriyetimizin en büyük teminatlarından biridir. Kurtuluş Savaşı’nın meşalesi, 19 Mayıs 1919'da Samsun'da yakılırken, Cumhuriyet'e Havza, Amasya ve Sivas üzerinden Erzurum'a uzanan zorlu bir mücadele süreci ile kavuşulmuştur. 19 Mayıs, hafızalarda sadece bir tarih değil aynı zamanda vatan toprakları uğruna nelerin göze alınabileceğinin bir göstergesidir. Bu tarihin Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanması, yine başta gençlerimiz olmak üzere milletçe, Atatürk’ün izinde geleceğe yürüyeceğimizin garantisidir. Milletimizle dayanışma içinde İstiklal Harbimizi Cumhuriyet ile taçlandıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve aramızdan ayrılmış tüm gazilerimiz ile isimsiz kahramanlarımızı rahmet şükran ve saygı ile anıyorum”

Harun Karacan:

Milletimizin varoluş mücadelesinin ilk kıvılcımını yaktığı 19 Mayıs gününün üzerinden

geçen 101. yılı kutlamanın mutluluğu ve gururu içerisindeyiz.

Büyük zorluk ve fedakârlıkların yanında milletimizin bir olma, beraber olma, topyekûn

seferber olma kararlılığı sayesinde zafere giden yol açılmış, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün

19 Mayıs 1919’da Samsun’da yaktığı özgürlük meşalesinin ışığı büyük bir hızla tüm yurda

yayılmıştır. Milletimizin sarsılmaz azmiyle yedi düvele karşı giriştiğimiz o günkü milli ruh

nasılsa, bugün de, yarın da, aynı inanç, kararlılık ve gayret ile devam edecektir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinde önemli görevler

üstlenecek olan ve muasır medeniyetler seviyesine taşıyacağına inandığı gençlerimize

güvenerek bugünü onlara armağan etmiştir.

Bu vesileyle, başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah

arkadaşları olmak üzere vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milletimizin bağımsızlığı için

canlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyor,

sevgili gençlerimizin nezdinde aziz milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor

Bayramı’nı kutluyorum.

Zihni Çalışkan:

      “19 Mayıs 1919 sıradan bir gün olmayıp Atatürk‘ün önderliğinde milletimizin vatanını sahiplenerek, bağımsızlık ve özgürlük umutlarının inanca dönüştüğü ve geleceğini yeniden kurmaya giriştiği tarihtir. Milletimiz bu tarihte yaktığı bağımsızlık meşalesi ile mazlum ulusların yolunu aydınlatarak esaret altındaki diğer milletlere de örnek olmuştur. Bağımsızlığa, aydınlığa ve geleceğe duyulan inanç nedeni ile bu milli günümüz Türk Gençliği’ne armağan edilmiştir. Her alanda kendilerine güvendiğimiz ve geleceğimiz olan gençlerimizin 19 Mayıs‘ın anlamını özümseyerek, ecdadımızın emaneti olan bu vatanı daima koruyacaklarına, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak bunu nesilden nesile aktaracaklarına ve ülkemizi daha huzurlu günlere taşıyacaklarına gönülden inanıyoruz.

         Bu anlamlı günde başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını ve şehitlerimizi rahmetle anarak, tüm gençlerimizi sevgiyle selamlıyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.”

Mehmet Ektaş:

Kurtuluş Mücadelemizin ilk adımının 101 inci yılında bir kez daha 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramını kutlamanın coşku ve mutluluğunu yaşıyoruz.

            Atatürk’ü an(la)ma, kahraman silah arkadaşlarıyla birlikte verdikleri kurtuluş mücadelesini iyi kavrama ve kurdukları Türk Cumhuriyetinin değerlerini içselleştirmekle mümkündür.

            Bunun içinde öncelikle, ilk adım tarihinde Vatanın içinde bulunduğu genel vaziyet ve görünümle, 4,5 yıl sonra kurulan mucizevi cumhuriyetini karşılaştırabilmek gerekir.

            Doğru değerlendirme ve analizler için, bizzat Atatürk tarafından kaleme alınan ve Kurtuluş Savaşının tarihini, destanını anlatan, başucu ve rehber kitabımız Nutuk bize yol gösterir.

            Büyük mücadeleler, inanılmaz fedakarlıklarla bizlere genç bir cumhuriyet bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve diğer kahramanlarımızın biz yetişkinlere yüklediği sorumluluk, milli ve manevi değerlerine saygılı, kaliteli eğitimli, aklın ve bilimin ışığında sorgulayıcı, aydın, vatansever Türk Gençleri yetiştirmek, gençlerimizin ödevi ise Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar savunmak ve korumaktır.

            Bu duygu düşüncelerle, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramımızı kutluyor, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehir ve gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum.       

Celalettin Kesikbaş:

Mustafa Kemal Atatürk’ün her zaman inandığı ve en çok güvendiği Türk gençliğine arman ettiği 19 Mayıs’ın 101. yıl dönümüne birlikte ulaştık. Kurtuluşun, kuruluşun ve aydınlık bir geleceğe olan inancın başlangıç noktası olan 19 Mayıs, bir ulusun bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğinin bütün dünyaya ilanıdır. Bu dik duruş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir 19 Mayıs günü Samsun’a gidişiyle başlatılmış, dalga dalga yayılmış, milletimizin ortak var oluş mücadelesine dönüşmüştür. Vatan bu inanç ve azimle kurulmuştur. Sonrasında ise 19 Mayıs, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından gençlerimize bayram olarak armağan edilmiştir.
Bir salgınla dünyanın yeniden şekillendiğine tanık olduğumuz bu günlerde bunu Atatürk’ün en çok güvendiği gençlerimiz ve ulus olarak 19 Mayısta DNA’mıza işlenmiş birliktelik ruhu ile aşacağız.
Bu düşüncelerle başta geleceğimizin teminatı olan sevgili gençlerimiz ile tüm halkımızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz.

Nadir Küpeli:

“Millî Mücadele meşalesinin yakılışının 101. yılında 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve

Spor Bayramı’nı hep birlikte yaşamanın mutluluğu, gururu ve heyecanı içerisindeyiz” diyen

Başkan Küpeli, “19 Mayıs, esareti kabul etmeyen, hürriyetinden vazgeçmeyen, zulme ve

zalime asla boyun eğmeyen Türk milletinin varlık-yokluk mücadelesinin ilk adımıdır.

Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimizin 19 Mayıs’ı anlamaları,

özümsemeleri ve bağımsızlık ruhuna sıkı sıkıya bağlı kalmaları bugünü daha anlamlı

kılacaktır” dedi.

Başkan Küpeli zor günlerin birlik beraberlik ruhuyla aşılacağını aktararak, “Koronavirüs salgını

nedeni ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık açısından dikkatli olmamız gereken

bir dönemden geçiyoruz. Bugün dünyanın emsaline çok az rastladığı bir pandemi ile

mücadele ediyoruz. Kurtuluş Savaşı’nda milletimiz birlik beraberlik ruhuyla düşmana nasıl

meydan okuyup kahramanlık destanı yazdıysa, bugünleri de aynı birlik ruhuyla beraberce

aşacağımıza olan inancımız tamdır. Bu duygu ve düşüncelerle başta Büyük Önder Mustafa

Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatanımız için mücadele eden tüm kahraman

şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor; tüm gençlerimizin ve milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü

Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum”

Türkiye Kamu-Sen Eskşehir İl Temsilciliği

Her millet başaramaz tüm olumsuz koşullara sahip olmasına rağmen yıkılmamayı, düştü denildiği anda yeniden ayağa kalkmayı,

                Her millet başaramaz tarihten ders almayı, savaşlardan zaferle çıkmayı,

                Her millet başaramaz inancına aklını ortak edip, umutsuzluğun karşısında dikilip, aydınlık ve yepyeni bir devlet kurmayı.

                1. Dünya Savaşı’nın ardından tarumar olmuş, Mondros Mütarekesi ile Boğazlar Anlaşma devletlerine açılmış, ulaşım ve haberleşme araçlarına el konulmuş, Ermeni devleti kurulmasına zemin oluşturulmuş, kısacası egemenlik hakları elinden alınmış, adeta fiilen ortadan kaldırılmış bir devlet vardı.

                Başta İstanbul olmak üzere memleketin dört bir yanı emperyalizmin tek dişli canavarlarıyla doluydu. Topraklarımız delik deşik edilmeye çalışılıyor, Anadolu’daki Türk varlığının söküp atılması için işgalcilerin topraklarımızı paylaşım planları elden ele dolaşıyordu. Vatan, hürriyet, bayrak, namus gibi kutsallarımız çiğnenmek üzereydi. İşte o an, Samsun’da bir ateş yandı.Sonra tüm yurt sathına yayıldı.

                16 Mayıs'ta Bandırma Vapuru’yla Galata rıhtımından ayrılıp, Samsun'a yol alırken Mustafa Kemal Paşa yanında Mehmet Kâzım Dirik, Hüsrev Gerede, Refik Saydam, İbrahim Talî Öngören gibi 47 yiğitle birlikte, umudun da tohumlarını atıyordu aslında. Samsun'a ayak bastıklarında Pontusçuların, İngilizlerin kol gezdiğini gördükçe içindeki mücadele azmi daha da perçinleşti.

                İşgallere karşı durmak ve milli direnişi yaymak için Halide Edip Adıvar’ın, İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda halka ettirdiği yemin de hafızalardaki tazeliğini korumaktadır. Adıvar; “700 senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz, bayrağımıza, ecdadımızın namusuna, ihanet etmeyeceğimiz ve bu uğurda can vermekten çekinmeyeceğimize yemin ediniz” demiş ve meydan “Vallahi” nidaları ile inlemişti. İşte tarihe damga vuran o an, aziz Türk milletinin müstemleke bir devlete sahip olmaktansa, kula kulluk yapmaktansa, boynuna geçirilen ilmekle yaşamaktansa, şerefiyle savaşarak ölmeyi tercih ettiğinin göstergesiydi. Olağanüstü şartlarda olağanüstü bir gayret ortaya konularak yürütülen bu mücadelede ince ve pratik zekânın ürünü olan müthiş savaş taktikleri, feraset, ortak akıl, azim ve kararlılık hâkimdi.

                Bu asil duruş, 1071 yılında “Binlerce yıl daha Anadolu’dayız” haykırışının tarihe vurulmuş mührü olan Malazgirt Savaşı'nda, 1453 yılında çağ kapatıp çağ açan İstanbul'un fethinde, 1915'te yedi düveli dize getiren Çanakkale Savaşları’nda da vardı.

                Türk Kurtuluş Savaşı’ndaki niyet, 21-22 Haziran 1919 tarihinde yazılan Amasya Genelgesi ile açıkça ilan edildi. İlk kez milli egemenlikten söz edilen ve Kurtuluş Savaşı'nın çatısını oluşturan bu belgede yer alan 'Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır' ifadesi ile başka devletlerin himayesi reddedildi, yönetim şeklinin değişeceği mesajı verildi. Amasya Genelgesi'nin ardından 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihinde de Sivas Kongreleri düzenlenerek, toprak bütünlüğü, milli bağımsızlık ve milli irade vurgusu yapıldı.

                Kurtuluş şuuru tüm yurda yayıldı. Bu şuur, Türk’ün yeni bir Ergenekon’dan çıkışının müjdecisi oldu. “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası da zihinlere öyle mıh gibi kazındı ki, bu millet tarihte az rastlanır bir kurtuluş mücadelesi verdi.  

                Hem de inançla, imanla, kararlılıkla…

                “Ve böylece Kurtuluş Savaşı cesaret, adanmışlık ve azmin tarihe vurulmuş mührü oldu.

                Kurtuluş Savaşı'ndan Lozan Barış Antlaşması’na uzanan süreçte; itilaf devletlerinin topraklarımızı terk etmesi, kapitülasyonların kaldırılması ve yeni Türk Devleti'nin uluslararası alanda resmen tanınması ile sonuçlanan bu uzun soluklu süreç Türk milletinin şanlı tarihinin en önemli parçalarındandır.

                Bugün Kurtuluş destanının 101’inci yıl dönümünü kutluyoruz. Ne büyük bir şeref ve haysiyet payesidir bu. Ama bazıları var ki bu şeref ve haysiyet payesini zedelemeye çalışıyor, Kuvayı Milliye’nin lideri, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önderin aziz hatıralarını değersizleştirme yarışına giriyor.

                Kimisi milli bayramlarda Atatürk’ün adını zikretmez, kimisi milli mücadelenin komuta karargahı olan Gazi Meclis’e, ‘paralel meclis’ diyerek hakaret etme fütursuzluğu gösterir, kimisi de milli mücadeleye köstek olan, hainlerin konumlandığı, gönlünü mandacılığa kaptıran İngiliz Muhipleri, İslam Teali Cemiyeti, Pontus Rum, Taşnak ve Hınçak, Kürt Teali Cemiyeti gibi o dönemin zararlı cemiyetlerinin 2020 yılındaki gönüllüleri olma yolunda ilerler.

                Oysa bu hainler bilsin ki; Türk Kurtuluş Harekatı’nın lideri Atatürk ve O'nun açtığı Gazi Meclis; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin felsefesini temsil ediyor, emperyalizmi söküp atan Kuvayı Milliye ruhunu temsil ediyor, Türk milletinin egemenliğini temsil ediyor.

                Kimileri de var ki, Tunceli’de güvenlik güçlerimizin bölücülerin kökünü kazıdıkları dağlara ay yıldızlı al bayrağımızı çizerek, “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazmasından dahi rahatsız olur. Eli kanlı bölücü katillerden bile önce davranarak, hassasiyetini(!) ileten koro geçmişte de Öğrenci Andı’nın yasaklanması için hummalı bir operasyonunun baş aktörleri olmuşlardı. Bunların,  “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” diyen Anayasa’nın 66. Maddesi ile derdi var, Türk kimliğiyle derdi var, bizi biz yapan değerlerle derdi var, Türk milletinin egemenliğiyle derdi var. Adeta yörüngelerinden çıkan bu kesim anlaşılan o ki, başka bir emel ve niyetin yolcusudur. Ama bu hadsizler bilsin ki; istediğiniz kadar çığırtkanlık yapın, bizler yani kimliğiyle gurur duyanlar son nefesimize kadar ‘Ne mutlu Türk’üm diyene” diye haykırmaya devam edeceğiz. 21. yüzyılın Türk asrı olacağını ülkü edinmiş bir geleneğin temsilcisi olan bizler, Türk kimliğinden rahatsız olanların her zaman karşısında çelik gibi duracağız.

                Öte yandan Samsun'daki dirilişle başlayan ve bugünkü güçlü Türkiye'ye uzanan tablodan rahatsız olan güçler, 101 yıl sonra bile rövanş alma gayretindelerdir. Yanlarında besiye çektikleri yandaşları, candaşları, sırdaşları ile... Engerek gibi zehrini akıtan, yakın coğrafyamızı kan revana gark eden bu emperyalistler, terörist dostları ile yeni bir 'emperyalist çağ' açmaya çabalamaktadır. Ancak bilinmelidir ki; çağ açıp kapatan milletimiz, bir kez de emperyalizmin coğrafyamıza tasallutuna asla müsaade etmeyecektir. Teröristler, terör seviciler ve yok etme üzerine kurulu bir dünya inşa etme gayretinde olan dış güçlerin, şer yuvalarının eli, kolu topraklarımıza uzanamayacaktır. Bu noktada devletimizin mücadelesi, topyekün milletimizin mücadelesidir. Sınırlarımızda, sınır ötesinde tek bir terör unsur kalmayana dek mücadelemiz sürecektir. 1919 ruhu ve kararlılığı ile bu mücadeleye sahip çıkıyoruz.

                Kurtuluş mücadelesinin başladığı 19 Mayıs’ı aynı zamanda Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutluyoruz.

                Ne mutlu Türk gençlerine, ne mutlu milli şuurla yetişen ve yarınlarımız olan çocuklarımıza.

                Atatürk, ülkemizin ve milletimizin geleceğini  Türk gençliğine emanet etmiş, genç dimağların yetişmesine büyük önem vermişti. Dolayısıyla gençlerimizin yükü hassas ve bir o kadar da ağırdır. Bunun bilincinde olmak ise her Türk gencinin sorumluluğudur. Milli devleti benimseyen, ibresini tam bağımsızlığa çeviren, Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkan gençlerimiz bir an bile unutmasınlar ki; gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabileceklere karşı vazifeleri, “Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” Gençlerimizin muhtaç oldukları kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

                Bu düşüncelerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en kalbi dileklerimizle kutluyor; başta ülkemizin kurucusu Büyük Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi 101 yıllık bir destanının kahramanları olan ecdadımızı bir kez daha saygı, minnet ve dualarla anıyoruz.

                NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!

Haberler