Orhan Oğuz sağcı, Yılmaz Büyükerşen solcu, Nabi Avcı yine sağcıydı

Murat Taşkın, İstikbal Gazetesi'nde yayınlanan bugünkü köşesinde Rektör Çomaklı'nın o sözlerini değerlendirdi.

Prof Dr Orhan Oğuz sağ görüş sahibi bir isimdi…

Adalet Partiliydi…

Milli Eğitim bakanlığı yaptı.

Hatta Süleyman Demirel’in karşısına genel başkan adayı olarak bile çıktı.

Seçimi kaybetti. Kazansaydı, partinin başında Süleyman Demirel’in yerinde o alacaktı.

Başbakan olarak ülkeyi yönetecek, belki Cumhurbaşkanı olacaktı.

En yakınındaki isim ise sol görüşlü olduğu bilinen Yılmaz Büyükerşen idi…

Kuruluşuna emek verdiği Üniversiteyi gönül rahatlığıyla teslim edeceği tek isimdi.

-“Ben sağcıyım o solcu” diye düşünmedi.

Muhtemelen…

-“Bu işi o yapar.” dedi.

Aksini, yani siyasi düşünseydi, Anadolu Üniversitesinin ilk Rektörü Yılmaz Büyükerşen yerine belki de, sırf Adalet Partisi’ne yakın olduğu için liyakat sahibi olmayan başka bir isim olacaktı.

HHH

Prof Dr Yılmaz Büyükerşen sol görüş sahibi bir isimdi…

12 Eylül darbesi sonrasında, darbe yönetimi Anadolu Üniversitesi’nde görev yapan bazı hocaların isimlerinin bulunduğu bir yazı gönderdi…

Yazıda “Bunları hemen Üniversite’den uzaklaştıracaksın” ibaresi yer alıyor, uzaklaştırılacakların isimlerinin bulunduğu liste de yazının hemen altında yer alıyordu.

Üniversiteden uzaklaştırılacakların listesinde, o dönem Refah Partisi görüşüne sahip Nabi Avcı’nın da ismi yer alıyordu.

Büyükerşen, yazı ve listeyi gönderen sıkıyönetim komutanına gitti doğruca…

-“Bu listede bulunanlar farklı siyasi görüşe sahip olabilirler. Ancak hepsi liyakatli ve iyi hocalar. Bunları Üniversiteden uzaklaştıramam. Gelin bu işten vazgeçin.” dedi.

Sıkıyönetim komutanlığı “Karar verildi. Hepsini Üniversiteden atacaksın!” dediğinde ise Büyükerşen “O zaman beni de mazur görün. Bu şekilde bu görevi sürdürmem mümkün değil. Hemen rektörlükten istifamı sunayım.” cevabını verdi.

Sıkıyönetim komutanlığı göze alamadı Büyükerşen’in istifasını.

Kararından vazgeçti, böylece farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da akademisyenler Üniversitede görevlerine devam etme imkanı buldu.

Büyükerşen o dönem o akademisyenlere sahip çıkmasaydı, Nabi Avcı dahil birçok akademisyen işsiz kalacak, hayatlarının seyri değişecek, Nabi Avcı dahil pek çoğu belki de bugün oldukları yerde olamayacaklardı.

Sonraki süreçte de benzeri olaylar yaşandı Anadolu Üniversitesinde…

 Birçok rektör döneminde, rektörlerin siyasi görüşüyle aynı görüşe sahip olmayan akademisyenler arasında siyaset tercihinde bulunanlar, çeşitli partilerden adaylık deneyenler oldu.

Hiçbiri, sahip olduğu siyasi görüşü nedeniyle Üniversiteden uzaklaştırılmaya zorlanmadı.

Rektörle siyasi görüşü tam tersine olan akademisyenler, hocalıklarını yapmaya, derslerini vermeye devam ettiler.

Çünkü…

Üniversitenin kriteri ve mevzusu siyasi görüş değil, liyakatti…

HHH

Şimdi tüm bunları niçin yazdığımıza gelelim!

Anadolu Üniversitesi Rektörü, öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan bir heyet Prof Dr Orhan Oğuz’un evine bir ziyaret gerçekleştirmiş…

Vefa adına son derece nazik ve zarafet içeren bir davranış…

Bu ziyarette Üniversite Rektörü “En büyük gayretimiz hocamızın izinden gitmek, yaktığı meşaleyi ileriye taşımak”  demiş…

Bu da son derece güzel bir nezaket örneği…

Ama gelin görün ki Anadolu Üniversitesi’nde son birkaç gündür bazı öğretim üyelerinin istifaya zorlandığı, bazılarından derslerin alındığı, bazılarının sözleşmelerinin yenilenmediği, bazılarına ise habersiz soruşturma açıldığı gibi haberler dolaşıyor…

Bu haberler doğruysa ve nedeni de yüz kızartıcı ve terör gibi bir suç veya liyakatsizlikse, diyecek tek bir lafımız yok.

Fakat…

Bu haberler doğruysa ve nedeni de sırf siyasi görüş ise, işte o zaman eski değerli hocaların izinden gitme ve onların yaktığı meşaleyi ileriye taşıma gayreti biraz havada kalır.

Çünkü onlar bunu hiç yapmadığı gibi yapılmasına da engel oldu.

Anlattıklarımıza inanmayan açıp başta Nabi Avcı olmak üzere eskilere sorsun!

Taşkın'ın köşe yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz

Haberler