Güney: Türkiye’yi batıran israftır, yolsuzluktur

Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Başkanı Muhammed Güney ekonomiye ilişkin yaptığı açıklamada Türkiye’nin en büyük sorununun israf ve yolsuzluk olduğunu söyledi.

Haftalık olağan basın toplantısında açıklamalarda bulunan Güney, faiz ve haksız vergi yükü ile vatandaşın bunaldığını belirterek şöyle konuştu, “Çalışanları  dolayısıyla hepimizi  tamamen bunalttığı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Tüketim çılgınlığının tavan yaptığı ve adeta teşvik edilmek suretiyle her geçen gün artarak çoğalması ve içinden çıkılmaz hal alması, sağlıkta, eğitimde, tarım ve hayvancılıkta umutların tükendiği, ahlaki ve manevi değerlerin çöktüğü, stresin , geçim sıkıntılarının ve bunların neticesi olarak da cinayetlerin ve intihar vakalarının arttığı  zor bir süreçten geçiyoruz. Ve böyle bir zamanda EYT ve ASGARİ ÜCRET gündemin en önemli maddeleri olarak öne çıkıyor”

EYT MESELESİ BİRAN ÖNCE ÇÖZÜLMELİ

EYT sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirten Güney “Emeklilikte yaşa takılanlar hususunda “Hükümet her türlü yanlışa para bulurken, vatandaşlarımızın bu derdine kaynak bulunamaması anlaşılır bir durum değildir. EYT’lilerin sorunu açıkça ortadır. Devlet vatandaşıyla yaptığı anlaşmaya sadık kalmalı. İnsanların ne zaman işe başlayacağı belli, emekli süresi belli, ama sonra da emeklilik süresini değiştiriyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde bu yok. Bu problemin gecikmesi, üzerimize gelecek yükü artırıyor. Bu işin muhakkak çözülmesi gerekiyor. Bu mesele illa bir sene içinde çözülecek diye bir durum yok. Uzatmadan bu konu çözülebilir” dedi.

EMEĞE ZULÜMDÜR, EMEKÇİYE ZULÜMDÜR

İktidarın kaynak yaratabilmesi için önce israftan kurtulması gerektiğini belirten Güney, “Diğer bir önemli konuda malum asgari ücret görüşmeleri. Bu görüşmeler devam ederken bazı hususlara dikkat etmek gerekiyor. Açlık sınırı 2 bin 12 TL, yoksulluk sınırı 6 bin 849 TL. Bizi esas üzen ve hayrette bırakan konu asgari ücretin açlık sınırında konuşulmasıdır. Açlık sınırında insanlarını zorlayan bir iktidar var. Ailelerin geçim derdiyle ilgilenmeyen bir iktidar var. İktidar ‘Efendim bu kadar sıkıntının içindeyiz. Sürekli borçlanıyoruz. Bütçe sürekli açık veriyor’ diyor. Sizin önce kaynak artırabilmek için israftan kurtulmanız gerekiyor. Bu zannediyorum ki  çalışan insana yapılan bir zulümdür. Emeğe zulümdür, emekçiye zulümdür, insana zulümdür. Peygamber Efendimiz “çalışanın alın teri kurumadan” verilmesi gerektiğini belirtiyor. İnsanın alın teri karnını doyuracak bir ihtiyaçla karşılanamaz “enflasyon rakamlarının ciddi bir ayarlamaya tabi tutulduğunu biliyoruz.” Asgari ücretin normal şartlarda yoksulluk sınırında olması gerekiyor.  “Eğer bir hükümet, asgari ücreti reel anlamda 2 katına çıkarmak istiyorsa ki olması mümkün, her yıl yüzde 7 zam yapsa 10 sene sonra bu iki katına çıkar. Eğer bu olsaydı asgari ücret açlık sınırında mı olsun, olmasın konuşulmazdık. 4 bin TL olsun mu, olmasını mı konuşacaktık. Türkiye’de iç piyasanın canlanması ekonominin canlanmasına, ekonominin canlanması yatırımların artmasına, yatırımların artması ise Türkiye’nin güçlenmesine vesile olur. Arkasından Türkiye’nin tahmin edemediğimiz kadar büyümesine sebep olur. İç tüketim en önemli unsurlardan birisidir. Asgari ücret iki katına çıksın, iç piyasa iki kat canlanır. Bugün çektiğimiz işsizlik bu seviyede kalmaz. Bugün Türkiye’yi batıran bir numaralı konu israftır, yolsuzluktur. Fizibilite yatırımı yapılmadan yapılan yatırımlardır. Türkiye ekonomisi sahipsizdir. Türkiye ekonomisinin yürümediğini görüyoruz. Acemilikte yolsuzluğunuz bu kadar fazla değildi. Tarım bu kadar batık değildi diye konuştu.

Yolsuzluk ve israfı ortadan kaldırın

Güney sözlerine şöyle devam etti:  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin 1 dakikalık masrafı bir asgari ücreti geçiyor. Bu rakamlara rağmen asgari ücret ile geçinenlerden fedakârlık beklemek tam bir trajedidir. Asıl fedakârlığı yapması gereken iktidardır. İktidarın kendi harcamalarında tasarrufa gitmesi gerekiyor. 12 uçak itibarınızı yükseltiyor ama asgari ücretliyi eziyor. Kimse talep edilen bu miktarları lütuf olarak görmemelidir.  Saadet Partisi olarak önerimiz şudur ki; Yolsuzluk ve israf ortadan kaldırıldığı zaman yapılan işlerin maliyeti 10’dan 1’e düşer. Bunun bir örneğini 1996 REFAH-YOL hükümetinde ERBAKAN Hocamız Başbakan olduğunda gördük. Enflasyon altında ezilen memura yüzde 20 veya 30 zam yapılması tartışılırken ERBAKAN Hocamız yüzde 50 zam yaptı. Sonraki dönemlerde yüzde 130’a kadar zamlarla memurun işçinin çiftçinin ve emeklinin yüzlerinin  gülmesine sebep oldu. Biz bugün iş başına  gelsek yine aynı şekilde hareket eder doğru teşhis -tedaviyle ve ADİL EKONOMİK DÜZEN Modelini işletmek suretiyle Yeniden Büyük Türkiye’yi İnşa edeceğiz inşaallah.

Haberler