Ayna

SONER UÇAK YAZDI...

Salon duvarının en esaslı sahibiydi. Kimisi ucuz ama şık bir işleme tahtanın içine hapsedilmiş.

Kimi ise bir çivi marifeti ile duvara iliştirilmiş, bir süs olmaktan daha ziyade evden çıkarken saç baş düzeltmek içindi belki ya!

 Yine de öyle düşünmüyorum.

“Şuraya aynayı koyduk mu tamam” 

Belki de, evin en son, ama olmazsa olmaz bir aksesuarı.

Duvarla, arasında var olan boşluğa sıkıştırılmış bir kemik tarak, alt köşesine veya görünmesi zorunlu fotoğraf sayısına göre birkaç köşesine fotoğraf iliştirdiğimiz.

Saçı tararken anılara göz gezdirmek.

Belki de kendimize bakarken, görmek istediğimiz o anları, anıları.

Aile büyükleri tarafından “biz” tarifinin hatim ettirildiği fotoğraflar, pek çoğu siyah beyaz. 

Sonra duvardan indi aynalar.

Kılık kıyafetimizin de, saçımız kadar hükmü var bünyemizde elbet.

Kapıdan girerken veya çıkarken heybetimize şahitlik etmek isteriz bir yerde.

Kapıdan uğurlayan ve hoş geldin diyen  boy aynaları.

Poz veririz de türlü türlü, lakin boy vermeyi aklımıza dahi getirmeyiz.

En görmek istediğimizi göstersin isteriz, aynalardan hep.

Teknoloji bunun farkına varmış olacak ki, telefonlara yüzümüzü, boyumuzu posumuzu şekilden şekle sokabileceğimiz programlar eklemiş

Sıkıldıkça, telefondaki bize “bıyık ekle kaldır”dan ibaret bir muhabbet artık kendi sıfatımızla bağımız.

Eskiden ayna ve belki de kıyısına iliştirdiğimiz fotoğraflarla tutuştuğumuz koyu muhabbet özlenmeyecek kadar uzak bir anı konumunda.

 Ne yazık!

Sosyal medyanın bize kim olduğumuzu hatırlatan uygulamaları ile on soruda kim olduğumuzu bilmek daha bizden olmuş.

Kendimizden uzaklaşacak kadar bir yalnızlık belki de.

Yahut, elin rapçısının dediği gibi:

Mirror on the wall, here we are again

You told me that they can understand the man I am

So why are we here talkin' to each other again

Tanpınar çözmüş sırrını;

“Aynalar ki sessiz anlatır bize

Maziye karışan günlerimizi.”

O sessiz sohbetlerden, duyulmayacak çığlıklara yolculukta içimizde kırdığımız aynaların parçalarını bir araya getirmek ne mümkün.

Hem neredeyse artık bütün aynalar bir devi göstermeye ayarlı.

Aynaları ayarlama enstitüsü,  herkesi kendini görmek istediği üzre dizayn ediyor gibi.

Ama arada bir de olsa  canım aynaların kırılan parçaları yakmıyor da değil,

bakmaktan ziyade, görmeye hasret tarafımızı…

  

Haberler