Siz hangi yalana inanmak istersiniz?
Veya hangi gerçek size aittir.
Kabul edelim ki, gerçek bize ait olmayınca,
en inanılması güç yalanımızı tahtından edecek bir gerçek çıkmayacaktır.
İçimize sinmeyen gerçeklerden kaçabileceğimiz, numunelik o yalana, sırt dönebilmek ne mümkün,
tek sığınağımıza.
İktidar ülkeyi çağ atlatmayı gerçekleştirmenin önündeki engelleri bir bir sıralarken,
pürü perişan ülke gerçekleri ile hasbıhal olan bizlerin yegane sığınağı Eskişehir’in, diğer şehirler ile kıyası kabil olmayacak tozpembeliğinde soluklanıyoruz.
Bazen bir parkında, bazen bir sokak arası kahvesinde ama illaki Eskişehir’de.
Henüz o kötü gerçeklerin ilişemediği o yalan kentimizde.
Kendimiz olabilmeyi başardığımız, kentimiz.
Sur çekecek, duvar örecek değiliz ya gerçeklerden korumak için,
Eskişehir, Eskişehirlileştirerek koruyor bizleri işte.
Eskişehir’de yaşıyorsak dostuzdur, kardeş olmuşuzdur bir kere.
Bazen ellini uzatır tutup gezersin Eskişehir’in, tek başınasındır ama yalnız değilsindir kesinlikle.
Ne de çok kalabalıksındır.
Kavgaya girerken sırtını dayayacağın satmaz bir dosttur bazen
Hasılı, henüz gerçeklerin ilişemeyeceği kadar uzak bir yalan.
Numunelik bir şehirdir.
Şifa niyetine …
Yerel seçim geliyor, Eskişehir’e haksızlık ediliyor bana kalırsa.
Birkaç projeye indirgeniyor.
Hayaldir, gerçek kılınmaya çalışılıyor
En tatlı yalanımızdır haddizatında, gerçek olsun isteniyor.
Sizi gerçeklere davet edenlere
deyin ki; “Eskişehir bir yalandır”
Ve rica edin “karartmayın gerçekleriniz ile…”