NABİ AVCI NASIL KAYBEDİYOR?

Soner Uçak yazdı...

Bir kere hızlı kaybediyor…

Neden kaybediyor peki?

Farklı bir mercekten bakmıyor.

Özellikle de kendisine.

Tercihi ise çok kötü, farkına varmadıysa çok daha kötü.

‘Avcı,  oturduğu makama güç verir’ diyenler,

İki bakanlık performansı ile hayal kırıklığına uğramadı mı sizce de?

Şimdi güç elde etmek için bir makam şart belki de…

Batağın karasından bir kere,

Seçimden seçime boy gösteriyor,

Yüzünü eskitiyor, hem de çok az görünerek beceriyor bu işi…

Başarı değil, kesinlikle değil.

Sözünü eskitiyor,

Çok tekrar, çok kendinden menkul cümleler,

“Hocaydı, entelektüeldi” şehri yukarı taşınması bekleniyordu haliyle,

O kendini uçurumdan aşağı bırakıyor.

Kazandı mı bilmiyorum ama bedelini ağır ödüyor.

Kaybettiyse farkında değil.

Bir durum tespiti yapması şart.

Tek ve yegane başarısı belki de.

Türk Dünyası Başkentliği ile ‘kültürün para ettiğini’ öğretti bizlere.

Kim kültürlendi, kim paralandı o da belli değil.

Kaybetmeyi denemeli ama öyle mahsucuktan falan değil,

Ciddi, samimi bir kayba muhtaç bana kalırsa.

Sahte kazanımlar hem şehre, hem de kendisine bir şey katmayacağa benziyor.

Bir sahte kazanç ne çok kaybettiriyor bir düşünsenize.

Nabi Hoca nasıl kaybediyor?

Çevrelerindekinden mütevellit kaybettiğinin farkına varmadan…

Sırf bu nedenle can yakıcı bir kayba uğraması gerekiyor.

Öyle demeyin; bu şehrin siyasetçisinin kaybı, bu şehrin kaybıdır aynı zamanda.

Bakanlık gider, başkanlık gider hocalık kalsa elde yeter haddizatında.

Çünkü ‘bakanım’ diye sıraya geçenler gider, ‘hocam’ diyenler kalır çevrede en nihayetinde.

Hocalık gidecek elden bu gidişle.

İyi bir hocaydı belki de, ama vasat bir politikacıya dönüşmesine az kaldı ha gayret…

Haberler