CHP İSTEDİ, AKP REDDETTİ

CHP Türkiye’de son yıllarda giderek artan beyin göçünü Meclis gündemine taşıyarak, göçün nedenlerinin araştırılması için komisyon kurulmasını istedi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in Meclis’e sunduğu önerge AKP oylarıyla reddedilirken, Çakırözer, “Giden her beyin, yüksek teknolojide gerileme demek. Bilim üretiminde, AR-GE'de, ileri sanayide duraklama, düşüş demek. Kamu hizmetinde, sağlıkta, eğitimde nitelik kaybı demek. İnsani geri kalmışlık demek. Beyin göçünü önlemek için istediğimiz bu araştırma komisyonu kurulsa da kurulmasa da yapmamız gereken şey belli: bir an önce demokrasimizi iyileştirmek, özgürlük ve güven ortamını sağlamakla işe başlamalıyız” dedi.

CHP İSTEDİ, AKP REDDETTİ

CHP’li ÇakırözerTürkiye’de son yıllarda giderek artan beyin göçünü Meclis gündemine taşıyarak, göçün nedenlerinin araştırılması için araştırma komisyonu kurulmasını isteyerek önerge verdi. Çakırözer’in önergesi AKP oylarıyla reddedilirken, Çakırözer, Türkiye’den göçün önlenmesi için yapılması gereken şeyin Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve güven ortamının sağlanması olduğunu vurguladı.

‘GİDENLER HAİNDİR’ DİYEREK MESELEYİ ÇÖZEMEYİZ

Meselenin yabancı bir gazetede yayınlanmasıyla Türkiye'nin gündemine gelmediğini söyleyen Çakırözer, “Birkaç yıldır onlarca makale çıktı hem Türk hem de dünya basınında. Sadece muhalif kesimler de dile getirmiyor bu meseleyi. Türkiye, Yeni Şafak gazetesinde değerli meslektaşlarım bu konuyu tartışmaya açtılar. Cumhurbaşkanı, Bilim ve Sanayi Bakanı beyin göçünü tersine döndürecek projeler açıklıyorlar, teşvikler veriyorlar. Bu mesele, New York Times yazsa da yazmasa da herkesin dilinde, bu ülkenin ortak derdi. Bu mesele hepimizin meselesi. Meseleye ‘Bana ne giderlerse gitsinler’ ya da ‘Gidenler haindir’ diye bakarsak bu sorunu asla çözemeyiz” dedi.

YÜZDE 63 ARTIŞ VAR

Türkiye'den yurt dışına göç edenlerin sayısının geçen yıl 113 bine ulaştığını vurgulayan Çakırözer, “Bu rakam bir yıl önce yani 2016'de 69 binmiş, yüzde 63 artış var. Rakamlar incelendiğinde, 2016'yla 2017 arasında gelenler arasında yüzde bir, iki diyebilecek bir artış söz konusu. Gidenlere ilişkin çeşitli araştırmalarda önemli unsurlar ortaya çıkıyor. Büyük çoğunluğu 25 ile 35 yaş arasındaki gençlerimiz. Önemli bölümü iyi yetişmiş, iyi eğitimli, meslek sahibi. Mesela Hollanda'ya son bir yıl içinde binin üzerinde mühendis, doktor, AR-GE'ci başvurmuş. Ayrıca yurt dışına göç eden kadınların oranı giderek artmakta, yüzde 37'den yüzde 42'ye çıkmış” diye konuştu.

MİLYONERLER DE ÜLKEYİ TERK EDİYOR

Türkiye'yi terk eden varlıklı yurttaşların olduğunu da vurgulayan Çakırözer, “İki yıl içinde toplam 12 bin varlığı milyon dolar üzerindeki yurttaşımız parasını, yatırımını yurt dışına götürmüş. Türkiye dünyada en çok girişimcisini kaçıran üçüncü ülke konumunda. Amerika'da konut alan yurttaşlarımızın sayısı bir yılda 6 kat artmış. Elindeki parayı biriktirenler 500-600 bin euroya AB ülkelerinde; Malta'da, İspanya'da, Portekiz'de vatandaşlık peşinde koşuyor. Bakın raporu yazan yabancı örgüt bile diyor ki: ‘İki yıldır üst üste 6 bin milyoner Türk'ün ülkesini terk etmesi kaygı vericidir. Çünkü bunların yerini aynı hızla yeni milyonerler doldurmamaktadır’ Yani zenginliğimiz azalıyor, yurt dışına çıkıyor” dedi.

LİYAKATİN YERİNİ ‘DAVAYA SADAKAT’ ALDI

İnsanların vatanını, sevdiklerini, arkadaşlarını, dostluk kardeşlik ortamını isteyerek, seve seve terk etmeyeceğini dile getiren Çakırözer şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu ülkenin sorunu nedir? Sorunun bir ayağı hiç şüphesiz ekonomik. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin uyguladığı zengini daha zengin, fakiri daha fakir kılan politikalar. Eğitimli işsiz oranı milyonları geçmiş durumda. Göçenlerin bir bölümü bu nedenle gidiyor. Sorunun bir diğer ayağı ise profesyonel hayatın her alanında liyakatin, bilginin, eğitimin bir kenara bırakılması. Bakın, üniversitelere AKP milletvekilleri, büyükelçiliklere AKP milletvekilleri atanıyor. Kamu kurumlarında, hastanelerde iyi eğitimin, bilginin, yetkinliğin, çok çalışmanın değeri yok. Onların yani liyakatin yerini yandaşlık, partiye, tarikatlara ya da bazılarının deyimiyle ‘davaya sadakat’ almış, ‘eşi dostu kayırmacılık’ almış durumda. Öyle olunca da gençlerimizin, yetişmiş yurttaşlarımızın bu ülkeye dair umutları, gelecek hayalleri azalıyor. Umudunu, hayalini, planlamasını başka ülkelere bırakıyor.”

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ALANINDA GERİLEME VAR

Sorunun en önemli sebeplerinden birinin de demokrasi, özgürlükler alanındaki geri gidiş olduğunu vurgulayan Çakırözer, Türkiye’nin uluslararası arenada sıralamalarını hatırlatarak, “Bir keyfiyet rejimi kuruldu. İktidar üzerinde hiçbir denge denetim mekanizması kalmadı. Göstergelerde, hukukun üstünlüğünde 113 ülke arasında 101'inci sıradayız, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 157'nci sıradayız, Küresel Barış Enstitüsü araştırmalarında 163 ülke arasında 149'uncu sıradayız. Medya baskı altında, sivil toplum korkutulmakta, hedef gösterilmekte” dedi.

CEM KAPTANOĞLU, CENK YİĞİTER BU ÜLKENİN YETİŞMİŞ İNSANLARI

Türkiye'de on binlerce yurttaşın düşünceleri nedeniyle soruşturulduğunu, tutuklandığını ve işlerinden atıldığını belirten Çakırözer, şöyle konuştu: 

“Memleketim Eskişehir'den örnek vereyim.  Türkiye'nin en önemli psikiyatri hocası Cem Kaptanoğlu ve onlarca hocamız çok sevdikleri akademiden ayrılmak zorunda bırakıldılar. Ankara Üniversitesi’nden Cenk Yiğiter, üniversiteden atıldı, ‘Avukatlık yapayım’ dedi, engellendi. Yeniden üniversiteye girdi, kazandı. ‘Öğrenci olamazsın’ dediler. Pasaportu elinden alındı. Bu insanlar ne yapsınlar? Türkiye'de yaşanan Türkiye'de kalmıyor, tüm dünya görüyor. Dünyadan Türkiye'ye Erasmus'la gelen akademisyenlerin sayısında da yüzde 50 azalma var.”

Haberler