Çakırözer: Deprem Fonunda biriken paralar nereye harcandı?

Cumhuriyet Halk Partisi 17 Ağustos büyük Marmara depreminin yıldönümünde aradan geçen 19 yıllık süreçte hiçbir önlem alınmadığını belirterek, yaşanan ihmalleri Meclis gündemine taşıdı.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde yaşanan ihmalleri Meclis gündemine taşıyarak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesi verdi. Depremde hayatını kaybedenleri anan Çakırözer, depremin üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen yetkililerce herhangi bir önlem alınmadığına dikkat çekti.

19 yılda hiç bir ders alınmadı

19 yıl önce yaşanan depremde büyük çapta can ve mal kayıplarının yaşandığını hatırlatan Çakırözer, “17 Ağustos 1999 büyük Marmara depreminin üzerinden 19 yıl geçti. Büyüklüğü 7.4 olan depremde, resmi rakamlara göre, 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 46 bin kişi yaralandı, 244 bin 383 civarında konut ve işyeri hasar gördü. Depremden 19 yıl sonra uzmanlar ve meslek odaları tarafından yapılan açıklamalarda, depremin felakete dönüşmesinde dayanıksız yapılar, sağlıksız ve plansız kentleşmeler ile yanlış yerleşim alanlarının belirlenmesinin etkisinin oldukça büyük olduğu sıkça vurgulanmakta. Yine yapılan açıklamalarda, orta ve ağır hasarlı olarak tespiti yapılan yapılar ile ilgili olarak da halen bazı ağır hasarlı yapıların yıkılmadığı, orta hasarlı yapıların güçlendirilmediği, imar affıyla birlikte ise iskansız, ruhsatsız ve nitelikli mühendislik hizmeti almadan, yapı denetim sürecine dahil olmadan üretilen yapılara af getirildiği belirtilmekte. Tüm bunlar on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybettiği, on binlercesinin de yaralandığı depremden sonra hiçbir önlem alınmadığını gözler önüne sermekte. 19 yılda tek bir ders bile alınmamış” dedi.

Plansız ve çarpık kentleşme afetlere neden oluyor

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu hatırlatan Çakırözer, “Ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor ancak buna ilişkin önlemler alınmıyor. Bilimi, bilgiyi ve doğayı gözetmeyen yapılaşmalar sonucunda plansızlık, çarpık kentleşme gibi sonuçlar ortaya çıkmakta. Kentleşme ve imar politikalarında rant odaklı uygulamalar yapılması doğal ve öngörülebilir olan deprem ve su taşkını gibi olayları bir afete çevirmektedir. Bunun en son örneklerini İstanbul, Rize, Ordu ve Giresun’da açıkça gördük. Sorun depremin kendisi değil, depreme dayanıksız yapıların inşa edilmesi ve bu konuda gerekli önlemlerin alınmamasıdır” dedi.

Deprem toplanma alanları amaç dışı kullanılıyor

Deprem sonrasında konutları zarar görenlerin barınma sorunlarının çözülmesi için deprem toplanma alanları oluşturulduğunu söyleyen Çakırözer, bu alanlarının birçoğunun amaç dışı kullanıma ve imara açıldığını belirtti. Çakırözer, “Özellikle İstanbul gibi birinci derece deprem kuşağında bulunan deprem toplanma alanlarının amaç dışı kullanıma ve imara açılmasının gerekçesi nedir? Deprem sonrası önlem olarak belirlenen bu alanların amaç dışı kullanılmasının engellenmesine ilişkin bir çalışma yapılacak mı?” diye sordu.

Deprem fonunu nerelere harcandı?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde Çakırözer, 17 Ağustos depreminden sonra deprem bölgelerindeki yaraların sarılması ve depreme dönük çalışmalar için oluşturulan deprem fonunda toplanan paraların nereye harcandığını sordu. Çakırözer, “Deprem fonunda biriken paraların amaç dışı kullanıldığını dönemin Maliye Bakanı ‘sağlık, eğitim, duble yollar için harcadık’ diyerek itiraf etmişti. 17 Ağustos’un üzerinden geçen 19 yılda bu fonda ne kadar para biriktiğini ve biriken paraların nereye harcandığını bilmiyoruz. Fonda toplanan paraların gerçekten deprem için kullanıp kullanılmadığı konusunda da bir şeffaflık söz konusu değil” açıklamasını yaptı.

Hangi önlemler alındı?

On binlerce yurttaşın hayatını kaybettiği, on binlercesinin de yaralandığı büyük Marmara depreminin 19. yıl dönümünde yaşanabilecek olası bir deprem karşısında hangi önlemler alındığını Bakan Kurum’a soran Çakırözer, “Deprem bölgesi üzerinde yer alan ülkemiz aynı büyüklükte yaşanabilecek bir depreme hazır mıdır? Ağır hasar tespiti yapıldığı halde binaların yıkılmadığı iddiaları doğru mudur? Bugüne kadar yıkılmayan bina sayısı nedir? Yıkılmayan ağır hasarlı binalar ve güçlendirilmeyen orta hasarlı binalardan kullanımda olanlar var mıdır?” dedi. Beyoğlu Sütlüce’de yıkılan binayı hatırlatan Çakırözer, imar affından yararlanan kaç bina olduğun da sordu.

Meslek odalarını etkisizleştirme riskleri artıracak?

Yaşanan süreçte meslek odaları ve uzman görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini belirten Çakırözer, “Yapı denetiminin yapılması bu tarz felaketlerinin önüne geçilmesi için önemli mesleki bir alandır. Son dönemlerde mühendis, mimar gibi meslek insanlarının imza yetkileri yok sayılarak etkisizleştirilmesi, meslek odalarının bu süreçten dışlanması sorun ve çözüm bağlamında çeşitli eksiklikler de ortaya çıkarmaktadır. Ne yazık ki bu anlamda yapı denetim sürecinin etkisizleştirilmesi depremde can ve mal kayıplarını arttıracak sonuçlar doğurmakta. Depremin ülke gündeminde her daim var olacağı düşünüldüğünde mühendislerin, meslek odalarının yaşanan süreçte etkisizleştirildiği, mühendisler tarafından hazırlanan raporların uygulamaya alınmadığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu etkisizleştirme var olan riskleri daha da arttırmayacak mıdır?” dedi.

Haberler