Gaye Usluer, tutuklu Boğaziçi öğrencilerini ziyaret etti

CHP’li Gaye Usluer tutuklu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini ziyaret etti ve ardından öğrencilerinin durumlarına yönelik bilgileri paylaştı.

CHP PM Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer 9’u erkek (Silivri Cezaevi) 4’ü genç kadın (Bakırköy Cezaevi) olmak üzere,  tutuklu 13 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisini ziyaret etti. Ardından Mecliste tutuklu öğrencilerinin aileleri ile birlikte basın açıklaması yaptı.

CHP PM Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, olayın uluslararası boyutta olduğunu ifade ederek şunları söyledi; “Bırakın Türkiye’yi, dünyanın tepki gösterdiği, uluslararası arenada, akademik camialarda dikkatle takip edilen bir olay… 19Mart'ta bir grup öğrenci bir paket lokumla Boğaziçi’ne gider ve Afrin operasyonunun ardından bu lokumları dağıtmak ister! Bunun üzerine başka bir grup öğrenci “ Katliamın lokumu olmaz” diyerek bu eyleme bir karşı eylem geliştirir. Bunun üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Erdoğan, “ Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” diyerek anayasamızın 42. Maddesini aleni bir şekilde yok sayar.  Üstelik bu öğrencileri bir de terörist ilan eder. Oysa yaşanan olayda darp durumu söz konusu değil. Olan şey ne biliyor musunuz? AKP karşıtı slogan atmak! Ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorlar fakat bu çocukların darp ettiklerine dair bir rapor yok! Kaçan yok, hepsi okullarında, yurtlarında gözaltına alınıyorlar.

TREND OLDU

Usluer hükumetin muhalif olan her kesime karşı tavrını eleştirerek; “Bu bizim sıkça karşılaştığımız bir şey haline geldi! Hükümeti eleştirmek her koşulda terörle bağdaştırılır hale geldi! Başka bir deyişle muhalefeti suç kabul etmek Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte özellikle son yıllarda trend oldu. Kimse sesini çıkarmasın istiyorlar! Kimse kendilerine bir şey demesin!” dedi.

ÖĞRENCİLER KÖTÜ KOŞULLARDA TUTULUYOR

Öğrencilerin tutuklu bulunduğu cezaevlerine giden Usluer; “Silivri Cezaevi kapasitesinin 4-5 katı mahkûm barındırıyor. 7 kişilik koğuşlarda 32-40 kişi mevcut. Aynı yatakta 2 kişi yatıyor. 32-40 kişiye bir banyo, iki tuvalet düşüyor. Çocuklardan biri epilepsi hastası. Revire gitmek sorun, revir doktoru uzman değil ve ayrıca muayene etmiyor! Revire çıkan ya da çıkmak isteyenlere yalancı muamelesi yapılıyor. Hastaneye sevk isteyenler dilekçe yazmak durumunda ve dilekçelerine yanıt alamıyorlar.  Kütüphaneye gitmek yasak. Ancak çocuklara kendileri bir liste vermiş o listeden seçip okuyabiliyorlar! Hangi yüzyılda yaşıyoruz? Bu nasıl bir muamele? Ayrıca çocukları avukatsız sorgulamışlar. Ters kelepçe uygulaması yapılmış. Bakın bunlar çok utanç verici ve söylemekten hicap ediyorum. Gözaltında ve sonrasında çıplak arama yapılmış. Çocuklar darp ediliyor ama doktor kontrolü yapılmıyor, yada darp raporu verilmiyor! İddia makamının hazırladığı dosyalar nerde? Avukatlar neden bu dosyalara ulaşamıyor?” şeklinde bilgiler aktardı.

EĞİTİM HAKTIR

Tutuklu öğrencilerin Eğitim haklarının elinden alındığını ifade eden Usluer; “Türkiye sıralamasında ilk 1500 öğrencinin arasında olan 13 genç tutuklu. Okuma hakları ellerinden alındığı gibi, OHAL nedeniyle sınavlara da giremiyorlar. Belirsizlikten dolayı okullarını donduramıyorlar! Eğitim hakkı Anayasanın verdiği bir haktır ve onu kimse alamaz!” dedi.

EN İYİ BİLDİKLERİ ŞEY PARÇALAMAK

Üniversitelerin bilim üretmesi gerektiğini vurgulayan Usluer; “Boğaziçi üniversitesi tarihinde çok nadir görülen bir olay bu polis baskını. Düşünün çocuklarınızın kaldığı yurda polisler uzun namlulu silahlarla giriyor! Okudukları okullarda her an tehdit altındalar, sivil polisler kol geziyor! Okulun giriş kapısının karşısındaki otopark içine seyyar karakol kurulmuş. Bir ülke düşünün en iyi üniversiteleri ablukaya alınmış, hocaları içeri atılmış ve kürsüleri boş kalmış! Buradan bilim çıkabilir mi? Boğaziçi’ne sadece öğrenci yokken gidip, öğrencinin olmadığı salonlarda konuşup şimdi de öğrencileri tutuklatmak bu iktidarın üniversitelerle olan ilişkisinin özetidir! Boğaziçi’ne kayyum rektör atadılar istediklerini alamadılar. Şimdi okulda öğrencileri birbirine düşürmeye çabalıyorlar. Diğer üniversitelerde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesinde de muhbirlik yapan öğrenciler var. Her yer sivil polis kaynıyor. Bu yapay gerginliği yaratıp öğrencileri parçalamaya çalışıyorlar çünkü en iyi bildikleri şey parçalamak!” dedi.

24 HAZİRAN BU GİDİŞATIN SONU OLACAK

Usluer şunları ekledi:  “Akıl tutsak, bilim tutsak, üniversiteler tutsak. Ama unutmasınlar! Üniversiteleri polis işgaliyle, gençleri tutuklama korkusuyla yönetemeyecekler. Üniversitelerde susturduklarını sandıklarınız, şimdi mahkeme salonlarında, sanık kürsülerinde konuşmaya-itiraz etmeye, hakikati haykırmaya devam ediyor. Bu gençler en karanlık günlerde dahi üniversiteli olmanın sorumluluğuyla karanlığa karşı bilimin meşalelerini yaktı. Gençlerin yumurtaları karşısında şemsiyelerin arkasına gizlendikleri günleri unutmasınlar! 16 Nisan'da gençliğin bu iktidara nasıl Hayır dediğini unutmasılar! Gücünü akıldan ve bilimden alan bu gençler, özgürlükleri ve eğitim hakları için mücadele etmekten geri durmayacaklar. 24 Haziran bu gidişatın sonu olacak!”

ADALET BAKANINA SORDUM

“Biz üniversitelerin aydınlık günlere kavuşması için mücadele ediyoruz” diyen Usluer, “Çünkü bugün üniversiteli olmak birileri bir ağızdan dünya düzdür derken, dünyanın yuvarlak olduğunu cesaretle savunmaya devam etmektir. Bizler de gençlerin akıl ve bilim ışığında, özgür bir ülke ve üniversite kurma mücadelesini size duyurmaya devam edeceğiz. Adalet Bakanı’na sordum “Bu lokumları dağıtanlar kim?” diye. Bu kimseleri merak ediyoruz! Bu kişiler birbirinden bağımsız öğrenciler midir yoksa bir partinin teşkilatından kimseler midir? Okullarda öğrencileri kutuplaştırarak ne elde etmeye çalışıyor bu hükumet? Yüksek ihtimalle yanıt gelmeyecek fakat biz bu işin peşini bırakmayacağız! Bu evlatlarımızın tutukluluk hallerinin derhal kaldırılması gerekiyor. Kimse kinini geleceğimizden çıkarmaya çalışmasın!” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIZ TERÖRİST DEĞİL

Tutuklu öğrencilerin anneleri, abaları, annene ve babaannelerinin katıldığı basın toplantısında veryansın eden aileler, “Bizim çocuklarımız terörist değil! Onlar barış istediler diye bu zulüm yapılıyor. Biz çocuklarımıza savaşmayı öğretmedik. Bir an evvel çocuklarımızın bırakılmasını istiyoruz. Biz haklıyız.” dediler. Öğrencilerden birinin babaannesi, “Benim evladım çok ders çalışırdı, ben çok yoruldun çalışma derdim ama o hep kitaplarını okurdu. Benim torunum terörist değil. Vatanını seven çalışkan bir çocuktur.” İfadelerini kullandı.

Haberler