Kravtsov: Takımdaki rolüme tam uyum sağladım

Eskişehir Basket’in pivot oyuncusu Viacheslav Kravtsov, kendisiyle ve takımın son durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Eskişehir Basket’in pivot oyuncusu Viacheslav Kravtsov, köşe yazarımız Anıl Yazar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Deneyimli oyuncu bir çok konu hakkında açıklamada bulunurken takımdaki rolüne tam olarak uyum sağladığını söyledi.

Profesyonel basketbol kariyerine nasıl başladın? İlginç bir hikayen var mı?

İlginç bir başlangıç hikayem yok açıkçası. 16 yaşında okulu bitirdikten sonra Kiev’e gittim. Bir tercih yapmam gerekiyordu çünkü benim şehrim Odessa’nın büyük bir takımı yoktu. Bu nedenle Kiev’e gittim. Üçüncü ligde başladım ilk olarak ve daha sonra sırasıyla üst liglere kadar çıktım.

Sezonun ilk kısmında performansın biraz eleştirildi. Ancak son haftalarda takımın en formda ismisin. Hem savunmada daha agresifleştin hem de hücumda daha aktif hale geldin. Sezonun ilk yarısında bir uyum sorunu mu yaşadın?

Sezon başında farklı bir yerden, farklı bir kültüre geldim. Tabii ki bir alışma süreci yaşadım. Ufak bir sakatlığım da vardı. Ancak ligin ilk kısmında kötü oynadığımı düşünmüyorum. İlk haftalarda koçun tercihleri doğrultusunda daha az dakika alıyordum. Oyun planımızdaki rolüme de tam anlamıyla uyum sağlamaya başladığımda takıma daha fazla katkıda bulunmaya ve bazı maçları domine etmeye başladım. Örneğin; Büyükçekmece, Efes ve Fenerbahçe deplasmanlarını söyleyebilirim. Performansımla ligi domine edebileceğimi kanıtladığımı düşünüyorum.

Daha önce NBA’de, Ukrayna’da, İspanya’da ve Çin’de oynadın. Bu sene de Türkiye’desin. Biliyorsun İspanya ve Türkiye Avrupa’nın en iyi ligleri olarak gösteriliyor. İki ligi kıyaslarsan neler söylemek istersin?

NBA kariyerimin ardından Avrupa macerası benim için büyük bir meydan okumaydı. Ama bu liglerde üst düzey basketbol oynayabileceğimi göstermek istiyordum. İspanya ve Türkiye, Avrupa’nın en iyi ligleri. Türkiye ligindeki tüm takımlar çok güçlü ve rekabetçi. Her maça aynı ciddiyetle hazırlanmak gerekiyor. İki lig arasında bir ayrım yapmak gerçekten çok zor. İki ligin de bazı özel koşulları var ama zorluk açısından ikisi arasında bir ayrım yapmak gerçekten çok zor.

Geçen sezon Valencia’yla ACB şampiyonluğu yaşadın. Ancak Valencia’yla yollarınız ayrıldı. Eskişehir Basket’i tercih etmende neler etkili oldu?

Pek çok sebebi var. İlk olarak süre alabileceğim bir takımda oynamak istiyordum. Oynamak istediğim takımda önemli bir rolümün olmasını istiyordum. Koç Berrocal’le de Ukrayna’dan ve İspanya’dan tanışıklığımız vardı. Eskişehir’i tercih etmemde koçun da etkisi oldu. Ve tabii Eskişehir’in güzel ve modern bir şehir olduğunu da eklemem gerek bunlara.

Detroit Pistons’a geldiği zaman Avrupalı uzunlara karşı Darko Milicic’ten dolayı bir önyargı vardı. Bu konuyla ilgili hiç baskı yaşadın mı?

NBA’deki sistemle Avrupa’daki sistem çok farklı. Detroit’teki ilk zamanlarımda hiç oynayamamıştım. Daha sonrasında takımdaki sakatlıkların etkisiyle rotasyona dahil olmuştum. Milicic’in yaşadığı gibi bir önyargıyla karşılaşmadım. Zaten atletizmimden dolayı beni tercih etmişlerdi. Ben böyle bir önyargıyla karşılamadım, çevremdeki Avrupalı oyuncuların da böyle bir şeyle karşılaştığına şahit olmadım.

Son dönemde Avrupalı oyuncular NBA’de artık daha fazla şans bulmaya başladı. Senin NBA’de oynadığın dönemle bu dönem arasındaki farkı değerlendirir misin?

Açıkçası bu konu hakkında net bir fikrim yok (gülüyor). NBA’e gittiğim ilk yıl Detroit’te Andre Drummond’ı ön plana çıkarmaya çalışıyorlardı. Drummond o zaman çok genç bir oyuncuydu. Avrupa’da ise durum böyle olmuyor. Gençseniz çoğu zaman benchte oturuyorsunuz. NBA’de ise gençlere daha fazla cesaret veriyorlar. Luigi Datome, Jan Vesely gibi çok iyi oyuncular NBA’e gelmişti. Ancak fazla maç oynamadıkları için o ritmi yakalayamayınca geri döndüler Avrupa’ya. Ancak şu anda dediğin gibi Avrupalı oyuncular NBA’de daha aktif rol oynamaya başladılar.

Phoenix Suns, Detroit Pistons, Valencia ve Eskişehir Basket… Hepsinde de 55 numaralı formayı giydin. 55 numaranın özel bir anlamı var mı senin için?

55 değil ama 5 numaraya karşı bir sempatim var. Ama özel bir anlamı yok. Mili takımda da 15 numaralı formayı giyiyorum.

Eskişehir’de neler yapıyorsun, antrenmanlar dışında nasıl vakit geçiriyorsun?

Bu sene hiç kar yağmadı buraya ve şanslı olduğumu söylediler. Sadece milli takım arasında biraz kar yağmış. Şehir ise oldukça güzel ve modern bir şehir. Takım arkadaşlarımla gezebileceğimiz pek çok yer ve birlikte gidiyoruz. Bunun dışında tenis ve boksu seviyorum. Fazla televizyon izleme imkanım olmuyor. Herkes ‘şu maçı izledin mi’ diye bana soruyor ama ben çoğunlukla hayır diyorum. Daha çok diğer sporları izleyerek zihnimi boşaltmaya çalışıyorum.

Basketbola başlamadan önce veya oynamaya başladığının ilk yıllarında kendine örnek aldığın basketbolcular var mıydı?

Dwight Howard’ı çok seviyordum basketbola başladığım ilk yıllarda. Maçlarını kaçırmamaya çalışıyordum. Kendisi gibi olmaya çalıştığım kişi oydu. Bazı özelliklerini kendime benzetiyordum.

Ligde karşılıklı oynamaktan keyif aldığın uzunlar kimler?

Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde çok iyi uzunlar var. İsim verip ayrım yapmam doğru olmaz diye düşünüyorum. Ligdeki tüm uzunlar çok güçlü her şeyden önce.

Viacheslav Kravtsov’un Tahincioğlu Basketbol Süper Lig’deki ilk 5’i;

Scottie Wilbekin, Buğrahan Tuncer, DJ Strawberry, Luigi Datome, Jan Vesely


 

Büyük mutluluk yaşadılar

Eskişehir Basket’in genç oyuncuları Mehmet Fırat Alemdaroğlu, Arda Berk Kaya ve Mahmutcan Çetin, Sümer Mahallesi’nde bulunan Adnan Menderes Anaokulu’nda küçük öğrencilerle bir araya geldi. Yapılan etkinlikte genç basketbolcular küçük öğrencilerle birlikte basketbol oynadılar. Etkinliğe basketbolcuların yanı sıra Kaymakam Cemal Şahin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kürşad Ceylan, Okul Müdürü Senem Tüfekçi, Okul Aile Birliği Başkanlı Emin Yunak ve Eskişehirli sanatçı Mithat Körlerin de katıldı. Öğrencilerin ve öğretmenlerin tepeden tırnağa kırmızı siyaha büründüğü etkinlik hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.

Haberler