VAZGEÇMEK YOK
Özkan Gündoğan yazdı...
Özkan Gündoğan'ın Vazgeçmek yok' başlıklı yazısı:
Eskişehir Atatürk Stadyumu’na girdiğinizde Nefer tribününde bir pankart gözünüze çarpar. Aynen şöyle yazar o pankartta; vazgeçmeyenler işte buradalar! Bu söz bütün Eskişehirspor taraftarlarını anlatır. O tribünler Pazar günü yine görev başındaydı. Maçı televizyon başından ve stadyumdan izleyenler tam anlamıyla şölene tanıklık ettiler. Haftalardır yaşanan puan kayıplarına rağmen Eskişehirspor taraftarı şampiyonluğa olan inancını koruduğunu gösterdi. Başkanımızın da deyimiyle anormal şartlarda dahi bu takımın şampiyon olacağını taraftarımız bir kez daha tüm ülkeye kabul ettirdi.
Taraftarı bu satırlarda ne kadar anlatsak az. O yüzden sözü fazla uzatmadan takıma geçmem en iyisi. Pazar günü Eskişehirspor şampiyonluğa oynayan bir takımın nasıl oynaması gerekiyorsa öyle bir oyun ortaya koydu. Pas trafiği, pozisyon yaratma çabası, duran top organizasyonları, savunma anlayışı… Göztepe maç boyunca 1-2 pozisyon dışında kalemize dahi yaklaşamadı. Mustafa Denizli’nin de tabi bu futbolda katkısı büyük. Hafta boyunca hoca talebelerini maça oldukça iyi hazırlamış. Gereksiz yan ve geri paslardan ziyade hücuma yönelik paslaşmalar Eskişehirspor’a sayısız gol pozisyonu olarak geri döndü. Sezon başından bu yana ilk defa savunmadaki kronikleşmiş zafiyetlerimizden dolayı endişe duymadan maçın sonunu getirdik. Son maçta takım olarak iyi bir hücum futbol ortaya koyarken, savunma güvenliğini de riske etmedik. Tabi Göztepe ile ligin ilk yarısında oynadığımız maçtan dolayı futbolcular ekstra motive olmuş olabilirler. Ancak bu kaliteli futbolun kalan 9 hafta devam etmesi şart. Artık ligin telafisi mümkün olmayan haftalarına giriyoruz. Liderle aramızda 8, 2.Sivasspor ile aramızda sadece 1 puan var. Lig sonunda ilk 2’de olmamız için kalan 9 haftanın en az 6’sını 3 puanla kapatmamız gerekiyor.
Sahaya çıkan 11 için de Mustafa Denizli’yi tebrik etmek gerekiyor. Meye ısrarından vazgeçilmesi ve Ofoedu ile Bruno’nun ilk 11’de sahaya çıkması önemliydi. Yine Erkan Zengin’in istekli oluşu takımın pozisyon üretmesini sağladı. Hakan Çinemre’nin takıma tekrar kazandırılması savunmadaki aksaklıkları önemli ölçüde ortadan kaldırdı. Takım olarak sahaya çıkan tüm futbolcularımız istekli ve ne yaptıklarını bilerek hareket ettiler. Ancak Ramazan Övüç’ün teknik heyet ve yönetim tarafından uyarılması gerektiğini düşünüyorum. Ramazan için sarı kart görmek, alışkanlık haline geldi. Kendisi maçı kart görmeden bitiremiyor, huzursuz oluyor. Telafisi imkansız haftalara giriyoruz ve takımın bütün futbolculara ihtiyacı var. Bu süreçte sahaya çıkan futbolcular daha kontrollü olmak zorundalar. Takımın hırsı bizi sevindiriyor ancak bu hırs kontrol altına alınmazsa sinirlerin gerilmeye başlayacağı bu haftalarda kırmızı kartlar havada gezer. O yüzden özellikle Ramazan gibi çok kart gören futbolcuların bu hususa dikkat etmeleri şart.
Sözün özü, biz tribünlerde vazgeçmiyoruz. Futbolcularımız da sahada vazgeçmeyecek ve 9 hafta sonra bu şehirde şampiyonluk kutlayacağız. Hükmen değil, RESMEN kazandığımız 4-0’lık Göztepe maçı da ayağa kalkışın ilk günü olsun.
Eskişehir Atatürk Stadyumu’na girdiğinizde Nefer tribününde bir pankart gözünüze çarpar. Aynen şöyle yazar o pankartta; vazgeçmeyenler işte buradalar! Bu söz bütün Eskişehirspor taraftarlarını anlatır. O tribünler Pazar günü yine görev başındaydı. Maçı televizyon başından ve stadyumdan izleyenler tam anlamıyla şölene tanıklık ettiler. Haftalardır yaşanan puan kayıplarına rağmen Eskişehirspor taraftarı şampiyonluğa olan inancını koruduğunu gösterdi. Başkanımızın da deyimiyle anormal şartlarda dahi bu takımın şampiyon olacağını taraftarımız bir kez daha tüm ülkeye kabul ettirdi.
Taraftarı bu satırlarda ne kadar anlatsak az. O yüzden sözü fazla uzatmadan takıma geçmem en iyisi. Pazar günü Eskişehirspor şampiyonluğa oynayan bir takımın nasıl oynaması gerekiyorsa öyle bir oyun ortaya koydu. Pas trafiği, pozisyon yaratma çabası, duran top organizasyonları, savunma anlayışı… Göztepe maç boyunca 1-2 pozisyon dışında kalemize dahi yaklaşamadı. Mustafa Denizli’nin de tabi bu futbolda katkısı büyük. Hafta boyunca hoca talebelerini maça oldukça iyi hazırlamış. Gereksiz yan ve geri paslardan ziyade hücuma yönelik paslaşmalar Eskişehirspor’a sayısız gol pozisyonu olarak geri döndü. Sezon başından bu yana ilk defa savunmadaki kronikleşmiş zafiyetlerimizden dolayı endişe duymadan maçın sonunu getirdik. Son maçta takım olarak iyi bir hücum futbol ortaya koyarken, savunma güvenliğini de riske etmedik. Tabi Göztepe ile ligin ilk yarısında oynadığımız maçtan dolayı futbolcular ekstra motive olmuş olabilirler. Ancak bu kaliteli futbolun kalan 9 hafta devam etmesi şart. Artık ligin telafisi mümkün olmayan haftalarına giriyoruz. Liderle aramızda 8, 2.Sivasspor ile aramızda sadece 1 puan var. Lig sonunda ilk 2’de olmamız için kalan 9 haftanın en az 6’sını 3 puanla kapatmamız gerekiyor.
Sahaya çıkan 11 için de Mustafa Denizli’yi tebrik etmek gerekiyor. Meye ısrarından vazgeçilmesi ve Ofoedu ile Bruno’nun ilk 11’de sahaya çıkması önemliydi. Yine Erkan Zengin’in istekli oluşu takımın pozisyon üretmesini sağladı. Hakan Çinemre’nin takıma tekrar kazandırılması savunmadaki aksaklıkları önemli ölçüde ortadan kaldırdı. Takım olarak sahaya çıkan tüm futbolcularımız istekli ve ne yaptıklarını bilerek hareket ettiler. Ancak Ramazan Övüç’ün teknik heyet ve yönetim tarafından uyarılması gerektiğini düşünüyorum. Ramazan için sarı kart görmek, alışkanlık haline geldi. Kendisi maçı kart görmeden bitiremiyor, huzursuz oluyor. Telafisi imkansız haftalara giriyoruz ve takımın bütün futbolculara ihtiyacı var. Bu süreçte sahaya çıkan futbolcular daha kontrollü olmak zorundalar. Takımın hırsı bizi sevindiriyor ancak bu hırs kontrol altına alınmazsa sinirlerin gerilmeye başlayacağı bu haftalarda kırmızı kartlar havada gezer. O yüzden özellikle Ramazan gibi çok kart gören futbolcuların bu hususa dikkat etmeleri şart.
Sözün özü, biz tribünlerde vazgeçmiyoruz. Futbolcularımız da sahada vazgeçmeyecek ve 9 hafta sonra bu şehirde şampiyonluk kutlayacağız. Hükmen değil, RESMEN kazandığımız 4-0’lık Göztepe maçı da ayağa kalkışın ilk günü olsun.