KADINLAR MÜFTÜLÜK NİKAHINDAN ENDİŞE EDİYOR

Bu kanun haklarımızın teminatı olan Medeni Kanun’un, laikliğin hiçe sayılması demektir. Çocuk yaşta evliliklerin önünün açılması demektir. Toplumun ayrışması demektir.

KADINLAR MÜFTÜLÜK NİKAHINDAN ENDİŞE EDİYOR
25 Ekim 2017 Çarşamba 16:43

Müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi veren düzenleme TBMM’de kabul edildi. Düzenleme başta kadın örgütleri olmak üzere toplumun birçok kesimin de tepkiyle karşılandı. Eskişehir Kadınları Platformu Sözcüsü Şenay Subaşı ile yeni düzenlemeyi konuştuk.  

Müftülük nikâhı kadınların başına ne getirecek?

Müftülük nikâhını ilk duyduğumuzda “bu nereden çıktı” dedik.Ülkede bu kadar sorun varken böyKadınlardan böyle bir talep olduğunu ben düşünmüyorum. Kendi düşüncesinde olan, kendilerine oy veren kadınların da düşüncesi olduğuna inanmıyorum. Böyle bir yanlışa ‘evet’ diyemezler diye düşünüyorum… Bir kadın olarak, bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu düzenlemenin laikliğe aykırı olduğunu düşünüyorum. Resmi nikâhın dinselleştirilmesi Türkiye’de farklı inançlarda olan birçok insan için zorlayıcı bir olaydır. Türk kadını, Medeni Kanunla birlikte birçok hak kazandı. Bunun biz bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Düzenlemenin Meclis’ten geçmesinin üzerinden daha bir hafta geçmeden peşinden arabuluculuk kurumu da ortaya atıldı. Müftü işin içine, din işin içine girdiği zaman mirasa kadar gidebilir diye korkuyoruz açıkçası. ‘Müftü de devlet memuru, nikâh memuru da devletin memuru’ deniliyor. Ancak bunun bir tarafı din. Din özellikle kadınlar üzerinde çok etkin. Yaptırımları çok güçlü.  

Peki, bir kadın oluşumu olarak sizin bu düzenlemeye karşı bir girişiminiz ya da itirazınız oldu mu?

Basın açıklamaları, eylemler yaptık. Dilekçeler verdik. Müftülüğe gittik, itirazlarımızı yaptık. Diğer kadın kuruluşlarının yaptığı eylemlere de destek verdik. Kadın oluşumları olarak ortak paydada buluşuyoruz, hepimiz buna ‘hayır’ diyoruz ama iktidar tarafından hiç dinlenilmedik. Bu düzenleme Meclis’ten geçmiş olabilir ama biz kabul etmiyoruz. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Kadınlar yeni haklar elde etmesi gerekirken biz elimizdeki hakları kaybetmemek için mücadele veriyoruz. Bu da işin ayrı bir yönü…

Hristiyan din adamlarının nikâh kıydığına göre, Türkiye’de müftüler neden nikâh kıymasın?

Avrupa, Reform ve Rönesans’laberaber bu işi çözmüş. Onların laiklikle bir problemi yok ki. Problem bizim gibi ülkelerde. Kadın hakları açısından Avrupa ile aynı düzeyde değiliz. Kadın ölümlerimiz var, kadına şiddetimiz var, erken evliliklerimiz var, çocuk gelinlerimiz var… Ülkemizde tüm bunlar yaşanırken, ‘onlarda da nikâhı din adamları kıyıyor, biz de müftü neden kıymasın’ demek çok anlamsız kalıyor.  Filmlerde gördüğümüz şeye bizi ikna etmeye çalışıyorlar.  

Düzenlemeyi eleştirenler, ‘din ile problemi olan insanlar’ olarak lanse ediliyor. Düzenlemeyi eleştirenlere karşı haksızlık edilmiyor mu sizce?

Buna muhalefet eden birçok arkadaşımızın zaten dini nikâhı var. Din ile bizim problemimiz yok. İnanç birey ile tanrı arasında olan bir ilişki. Bu işin din ile bir alakası yok. Toplumsal bir sorun. Resmi nikâh bizim cumhuriyet ile kazandığımız bir haktır. Diyanetin kadınla ilgili birçok fetvası var. Müftülerin sosyal medyada yayınladıklarını da görüyoruz.  Bu adamlara şimdi biz nikâhımızı teslim etmiş olacağız.  Bu düzenlemeyi sadece ‘müftülere resmi nikâh yetkisi getiriyor’ diye görmemek gerekiyor. Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılacak. Bu beyanı anne ve babanın dışında akrabalardan herhangi biri de yapabilecek. 11 yaşındaki bir çocuk evlendirildiğinde ve çocuk sahibi olduğunda bunun beyanının çok sonra yapılması durumunda ne olacak?  Biz çocuk gelinleri engellemeye çalışırken, bu onun önünü açmayacak mı?  ‘7 yaşındaki çocukla evlenilebilir’ düşüncesinde olan birçok imamımız var.

“Kadının birey olma hakkı elinden alınıyor…” Bu çok kullanılan bir cümle. Bunu biraz açabilir misiniz?

Erken evlikler nedeniyle kadının birey olma gibi bir hakkı kalmıyor ki. 11 yaşındaki bir kızın, 15 yaşındaki bir kızın ailesinin isteği doğrultusunda evlendirilmesi bireysel bir karar mıdır? Hayır değildir. Bu durum evlilik sonrasında erkek egemen bir aile yaşantısı ortaya çıkaracak. Kadının toplum içindeki, aile içindeki durumu hep kısıtlanmış olacak.

Biraz da kadına şiddet ve kadın cinayetlerini konuşalım istiyorum. Kadın cinayetlerinin artmasının nedeni sizce ne olabilir?

“Kadının sokağa çıkması günah, saçını açması günah, şort giymesi günah, çalışması günah, getirdiği para günah…” Bunlar o kadar çok vurgulanıyor ki, erkek kendinde şort giyen bir kadına saldırma hakkını görüyor.  Kadın sürekli bir cinsel obje haline getiriliyor. Meta haline getiriliyor. Yuvanın düzeni için sürekli kadına itaat etmesi öğretiliyor. ‘Anneye itaat, babaya itaat,  abiye itaat, kocaya itaat…”  Bir erkek, bir kadına şort giydiği tekme atıyor, tokat atıyor. Bakıyoruz bir gün sonra sırıtarak adliyeden çıkıyor. Bir gazeteci adliyeye elleri arkadan kelepçeli olarak götürülüyor ama kadına şiddet uygulayan kişi elini kolunu sallayarak getiriliyor. Bunu televizyonda izleyip, onun gibi düşünler ise ‘bak bir şey olmuyor, ben de yaparım’ diyor.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.