Bugün bu sözümü bir adım daha ileriye götürmek istiyorum ve bilinmeyen, unutulan, gözden kaçan bir değerimize dahası sahip olduğu konum ile öneminin farkında olunmayan Karacahisar Kalemizden bahsedeceğim.
Kütahya yolu üzerinde, hemen şehrin bitişiğinde Karacaşehir yörük köyünün üzerinde ve kimsenin bilmediği, ‘Eskişehir de kale var mı?’ dediğinde ‘yapma ya var mı?’ denilen Karacahisarımız.
Anadolu Üniversitemiz tarafından kazı çalışmaları ile ana hatları ortaya çıkmış durumda olan ve duvar taşlarının büyük bölümü toplanmış durumda olan kale uzanacak el, sahip çıkacak irade beklemektedir.
Önereceğim durum tarihsel ve konumsal öneminden dolayı şuan külleri üzerinde olan Karacahisarın ayağa kaldırılması, tanıtılması ve kent turizminde yerini asli olarak almasıdır. Kültür Bakanımızın Eskişehir Milletvekili olması sebebiyle hiç de zor olmayan bir konu gibi geliyor bu durum bendenize.
Osmanlı Devlet hutbesinin okunduğu camii, ilk fethedilen Bizans kalesi, ilk resmi sikkenin basıldığı yer, ilk verginin alındığı yer gibi pek çok ilke sahip bu tarihsel mekanın ayağa kalkması ve oradan insanların seyir zevkine hitap etmesinin yaratacağı etkiyi düşünmesi bile beni heyecanlandırmakta.
Ben iddia ediyorum şehrimizin güzel göründüğü bir nokta, bir açı daha yok. Açık havada Kütahya dağı, Söğüt tepeleri, Kanlıpınar (TOKİ konutları engelledi) net ve berrak olarak görülebilmektedir.
2014 yılında askeri tesis koruma alanında olan kaleye zor bela düzenlenen bir gezide 480 hemşehrimizi bu noktaya çıkarmanın ve tamamına yakının ilk defa çıkmış olmasının ve bıraktığı etki ile ilgiyi gören bendeniz diyorum ki; Karacahisar Kalesi ayağa kalktığı anda Eskişehir turizmi bir değil epey bir basamak atlar.
Evet, Sayın Hocam Nabi Avcı, şöyle Kütahya yoluna doğru bir bakın ve tepe üzerindeki kapı girişi ayakta olan Karacahisarı görün derim.
