BİRLEŞMEK GÜZEL DE DAHA İYİ BİR ADRES LAZIM
Soner Uçak yazdı...
60 darbesini solcular alkışladı.
80 darbesini sağcılar.
Toplumun belirli kesimleri belirli dönemlerde, idamı, işkenceyi, ölümü alkışladı.
Belli bir kesimi acıda, ölümde, hasrette bir araya geldi.
Bir kesim, diğer kesimin acısına “hak etmişlerdi” dedi.
Bir kesim, kendi acılarının oluşturduğu o karanlık çatının altında birleşti.
15 Temmuz’da tüm Türkiye; solcusu, sağcısı, ateisti, hümanisti, liberali bir araya gelmeyi başardı.
Darbeler tarihinden damıtılan acılar ilk kez bir kapta buluştu.
250 cana bedel olmuştu bu birleşme.
Bir o kadar ailenin derin yassına.
Türkiye ilk defa hep bir ağızdan “darbeye hayır” diyordu.
Birinci yılında bu birlikteliği bir kez daha bozmayı beceriyoruz zannediyorum.
“Darbe araştırılsın” diyeni hain ilan ediyoruz.
Hukuk sistemin yaktığı canları görmezden geliyoruz. Görenleri hain sepetine atıyoruz.
Demokrasi şölenimizi kutladık ama şölen için çok erken
Hayatını kaybeden, bu vatanı ABD ayaklarının giyindiği postalların ezmesini istemeyen onca şehide verdiğimiz yanıt,şimdilik “kurunun yanında yaşlarda olacak canım”dan ibaret bir yarım demokrasi.
Hoşa gitmeyenleri susturma genlerinin yeniden hareketlendiği bir demokrasi.
Oysa ki; demokrasi şehitlerine bir söz verdiysek şayet, ülke olarak bu sözün ardında durmamız gerekiyor.
İktidar ve muhalefet, 250 cana daha demokratik bir ülke borçlu olduğunu iliklerine kadar hissetmiyor ise,
demokrasi mücadelesini bir namus mücadelesi olarak ele almıyor ise, şölen için çok erken.
Hala ciddi bir yas içinde olunması gerekiyor ziyadesiyle.
Artık biliyoruz, ülke olarak birleşme konusunda bir sıkıntımız yok. Adresleri değiştirmek gerekiyor sadece. Acılarda çok birleştik, mutlulukta, huzurda birleşmek gerekiyor.
Acılardan çok çektik, geçmişten ders almak gerekiyor.
AK PARTİ’NİN SESİ YÜKSELİYOR
Referandum sonrası AK Parti derin bir sessizliğe bürünmüş, bu sessizlik pek çok siyasi dedikodun türemesine neden olmuştu. Ancak şimdi şehrin duvarlarında AK Partinin sesinin yankılandığı bir süreç yaşanıyor. Hatta, Dündar Ünlü ringdeki Muhammet Ali gibi vurduğu yerden ses getiriyor. AK Parti Eskişehir’deki ekibi ile tek bir vücut gibi hedefine sağlam adımlarla ilerliyor. Peki, bu ekibin sırrı nerede? Ekipteki herkes Ak Parti’nin bu sesine bir ses ekliyor.
Nabi Avcı: Entelektüelliği ile
Harun Karacan: Hırsı ve azmi ile
Emine Nur Günay: Kibarlığı ve nezaketi ile
Dündar Ünlü: Sarsılmaz samimiyeti ile
İbrahim Yılmaz Kaynarca: Mütevazılığı ile
Sesin bu denli gür çıkmasında büyük rol oynuyorlar. Yükselen bu sesin ne getireceğini elbette ki zaman gösterecek.
80 darbesini sağcılar.
Toplumun belirli kesimleri belirli dönemlerde, idamı, işkenceyi, ölümü alkışladı.
Belli bir kesimi acıda, ölümde, hasrette bir araya geldi.
Bir kesim, diğer kesimin acısına “hak etmişlerdi” dedi.
Bir kesim, kendi acılarının oluşturduğu o karanlık çatının altında birleşti.
15 Temmuz’da tüm Türkiye; solcusu, sağcısı, ateisti, hümanisti, liberali bir araya gelmeyi başardı.
Darbeler tarihinden damıtılan acılar ilk kez bir kapta buluştu.
250 cana bedel olmuştu bu birleşme.
Bir o kadar ailenin derin yassına.
Türkiye ilk defa hep bir ağızdan “darbeye hayır” diyordu.
Birinci yılında bu birlikteliği bir kez daha bozmayı beceriyoruz zannediyorum.
“Darbe araştırılsın” diyeni hain ilan ediyoruz.
Hukuk sistemin yaktığı canları görmezden geliyoruz. Görenleri hain sepetine atıyoruz.
Demokrasi şölenimizi kutladık ama şölen için çok erken
Hayatını kaybeden, bu vatanı ABD ayaklarının giyindiği postalların ezmesini istemeyen onca şehide verdiğimiz yanıt,şimdilik “kurunun yanında yaşlarda olacak canım”dan ibaret bir yarım demokrasi.
Hoşa gitmeyenleri susturma genlerinin yeniden hareketlendiği bir demokrasi.
Oysa ki; demokrasi şehitlerine bir söz verdiysek şayet, ülke olarak bu sözün ardında durmamız gerekiyor.
İktidar ve muhalefet, 250 cana daha demokratik bir ülke borçlu olduğunu iliklerine kadar hissetmiyor ise,
demokrasi mücadelesini bir namus mücadelesi olarak ele almıyor ise, şölen için çok erken.
Hala ciddi bir yas içinde olunması gerekiyor ziyadesiyle.
Artık biliyoruz, ülke olarak birleşme konusunda bir sıkıntımız yok. Adresleri değiştirmek gerekiyor sadece. Acılarda çok birleştik, mutlulukta, huzurda birleşmek gerekiyor.
Acılardan çok çektik, geçmişten ders almak gerekiyor.
AK PARTİ’NİN SESİ YÜKSELİYOR
Referandum sonrası AK Parti derin bir sessizliğe bürünmüş, bu sessizlik pek çok siyasi dedikodun türemesine neden olmuştu. Ancak şimdi şehrin duvarlarında AK Partinin sesinin yankılandığı bir süreç yaşanıyor. Hatta, Dündar Ünlü ringdeki Muhammet Ali gibi vurduğu yerden ses getiriyor. AK Parti Eskişehir’deki ekibi ile tek bir vücut gibi hedefine sağlam adımlarla ilerliyor. Peki, bu ekibin sırrı nerede? Ekipteki herkes Ak Parti’nin bu sesine bir ses ekliyor.
Nabi Avcı: Entelektüelliği ile
Harun Karacan: Hırsı ve azmi ile
Emine Nur Günay: Kibarlığı ve nezaketi ile
Dündar Ünlü: Sarsılmaz samimiyeti ile
İbrahim Yılmaz Kaynarca: Mütevazılığı ile
Sesin bu denli gür çıkmasında büyük rol oynuyorlar. Yükselen bu sesin ne getireceğini elbette ki zaman gösterecek.