HALİL ÜNAL, TARIMI, ÇİFTÇİYİ ANLATTI

Eskişehir Pancar Ekicileri Kooperatif Başkanı Halil Ünal ile tarımı çiftçiyi köylüyü konuştuk.

HALİL ÜNAL, TARIMI, ÇİFTÇİYİ ANLATTI
24 Ekim 2019 Perşembe 16:27

"Halil Üna"l denildiğinde akla gelen ilk şey Eskişehirspor belki, ama Pancar Koop başkanlığı gibi önemli bir görevi de yerine getiriyor. Tarım ile ilgili pek çok sorunun gündeme geldiği süreçte kendisine tarım üzerine konuşmak için çağrıda bulunmuştum.  Ünal, çağrıma olumlu yanıt verince iş yerinde bir araya geldik.

 Geçirdiği kalp krizi sonrasında uzun süre kendisinden ses soluk çıkmayan Ünal’a önce Eskişhirspor’u sordum. Söyledikleri esgündem26’da yayınlandı. Şimdi röportajın ana gündem maddesi olan tarım ile ilgili soruları yönelteceğim.

“Türkiye tarımda kendisine yeten bir ülke” diye övünebilir miyiz?

Yıllar öncesine bakarsak tarımın çok rahat bu ülkenin ihtiyaçlarını karşıladığını görebiliriz. Türkiye’nin tarım kapasitesi 60-65 milyon insanın beslenmesini kendisine hiç sorun etmez. Ancak Şimdi 85 milyon ülke vatandaşı, gurbetçilerimiz, gelen turistler, mülteci misafirlerimize baktığımız zaman ülke topraklarının 140-150 milyon kişi arasında insanı beslemesi gerekiyor. Aynı  coğrafya, aynı tarım arazileri bu işi gün geçtikçe daha zorlu hale getiriyor. Bu nedenle önceliği aynı ölçüdeki araziden verimi arttırmanın yollarını bulmaya vermeliyiz. Bir diğer sorun köy nüfusumuz git gide azalıyor. 2002 yılından evvele baktığımız zaman %40’lar seviyesinde olan köylülük oranımız şimdi %8’lerde bu da ciddi sorunları beraberinde getiriyor.

Köyler neden terk ediliyor?

Adamın kendi arazisi var. Orada çalışmıyor şehre geliyor. Çocuğu için eğitimi için. Kabul edelim hastaneler ve yolarda hükümet ciddi işler yaptı. Ancak eğitim konusunda köylerde beklentileri karşılayamadı. Kendi köyünde asgari ücretin kaç katını kazanacak adam burada asgari ücrete razı oluyor. Burada yetişenlerde görüyor avmleri, kafeleri köye yeniden gitmek istemiyor. Evet, kırsaldaki nüfusun azaltılması doğruyu. Buradaki sanayinin de istihdama ihtiyacı var idi. Ama oranın bu kadar yüksek olması tarımı ciddi yönde etkiledi ve daha da etkileyeceğe benziyor. Kızlarımız bile artık köye gelin olarak gitmek istemiyor. Gidin bakın bu ciddi bir sorundur kırsal bölgelerde.

Köye dönmeleri sağlamak mümkün mü insanların?

Şimdi bir nesli kaybettik. Bunlar artık toprağı, hayvanı satıp şehir merkezine geldiler. AVMde marketlerde, sanayide çalışıyorlar. Bazıları da kafelerde oturuyor. Öncelikle köye eğitimi götürmek gerekiyor. Eğitimi köye getirmezsen, köylü çocukları için şehre geliyor. Belli bir alışkanlık kazandıktan sonra bir daha köye dönmek istemiyor.

Şuanda en can alıcı sorun nedir tarım için?

Millileşmek yerlileşmek diyoruzya! Bu konuda önceliği tarıma vermek zorundayız. Tohum gübre, ve ilaçların neredeyse tamamında dışa bağımlıyız. Bunlar acilen yerlileşmeli. Biz tarımla uğraşanlar olarak bunlara para yetiştiremiyoruz. Buğdayı pancarı TL il satıyoruz. Girdilerin nerdeyse tamamı dolar üzerinden. Köylü şuanda kazanmıyor. Biz yeniden üretmenin değerli bir şey olduğuna köylüyü  inandırmalıyız. Bizim insanımız sabah namazı kalkar çapaysa, çapaya gider, çift sürmeyse, çift sürer. Çalışmak konusunda Türk insanına bir şey söyleyemeyiz. Ancak tarımda saldım çayıra mevlam kayıra anlayışı var. Bu anlayışı disipline etmemiz gerekiyor. Devlet destek veriyor ancak, bu destekler hedeflerine ulaşmıyor. Üretene çalışana destek vermek lazım. Adam Polatlı’da toprak sahibi ancak bir şey üretmiyor. Bu adam destek alıyor ama bizim bereketli Sarıcakaya topraklarında az dönümlü arazilere yeterli destek verilmiyor. Dolar 2010 yılında TL ile kafa kafaya, Bulgar parası şuan bizim paramızın 3 katı. Ben 2010 yılında hayvan ithalatı yaptın 1 Lira, 1 Lava ozaman. Çok acil gübre fabrikası ve ilaç sanayileri kurmalıyız. Çiftçiye para kazandıracaksak planlama yapmalıyız. Bir sene soğan para yaptıysa,  ertesi sene herkes soğan ekiyor ve ertesi sene o soğan çöpe gidiyor. Buğday mısır ve şekerde açık veriyoruz. Hangi bölgede hangi ürünü ekeceğimizi planlarsak, “çiftçiye sen bunu ekeceksin” dersek ve destek verirsek çok ciddi bir ivme kazanır tarımımız.

Tarla ile Pazar arasında fiyat farkı çok tartışılıyor?

Geçen yıl başladı bu olay. Devletin Toprak mahsulleri ofisi asli görevini yapmıyor. Osmalı’dan itibaren tarım ile ilgili yiyecek içecek depolama ile ilgili politikalar vardı. Şuanda Avrupa’da var bizde yok. Örneğin bizim 160 milyon küçükbaş hayvan stokumuz olmazsı lazım. Küpeli 55 milyon hayvanımız olduğu söyleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi önemli gıdaları mutlak süretle alması lazım. Mesela biz tarladan sofraya getiriyoruz. Torku, direk tarladan sofraya getiriyor. Torku’nun kuruluşunda bizzat yer aldım. Bu modeli de deneyebilirler. Tarım şuarası yapılacak. Yeni bir çalışma var.Milli kooperatifler birliği kurulacak diye duyum aldık. Başarılabilir mi bilmiyorum. Bu siyaset üstü bir mesele sağlık ve açlık meselesi bu. Biz maalesef şuanda GDO’lu ürünler ithal etmek zorunda kalıyoruz. Kanserojen maddeyi hepimiz alıyoruz. Ondan sonra adamlar kanser ilacını da bize satıyorlar.

Eskişehir’de durum nasıl?

Ülke genelindeki sorunlar Eskişehir çiftçisini de etkiliyor. Ancak Türkiye geneline göre iyi durumdayız.

 Ama elbette maliyetler çok pahalı olduğu için para kazanamıyoruz.

Şeker fabrikaları özelleşirken  bir ara Eskişehir’in de adı geçti. Bir gelişme var mı?

Biz sakın Cumhurbaşkanı ile görüştük. Özelleşmedi. Özelleşme gibi bir durumu da yok. Eskişehir Şeker Fabrikası şeker sanayinin kalbi. Biz bazı şeker fabrikalarının devlette kalmasını istiyoruz. Şeker ve pancarın fiyatını regule etmek için bazı fabrikaların devlette kalması elzemdir.

Susurluk şeker fabrikasına pancar taşınma durumu söz konusu bu konunun aslı nedir?

Susurluk şeker fabrikası da devletin şeker fabrikasıdır. O bölgede pancardan istenilen verim yakalanmadığı için onların kotalarının 300 binini ağırlığı Sivrihisar veÇifteler olmak üzere biz buradan karşılıyoruz. Çifçilerin şikayetleri şu; oranın küspesi, bizim buranın küspesinden daha ucuz. Ancak halledilmeyecek bir durum söz konusu değil.   

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.