Ceza ve ödevler ile sağlık tedbirleri

SONER UÇAK YAZDI

Ceza ve ödevler ile sağlık tedbirleri
28 Mart 2020 Cumartesi 02:05

İnsanların kendi sağlıklarından mesul olmasına duyulan inanç anlaşılabilir elbette.

Ancak sağlığın bireyin inisiyatifine bırakılmayacak bir unsur olduğunu bir süredir anlıyoruz.

Zaten bireyin kendi sağlığından sorumlu olmasının da sınırları var.

 Sigara yasağına hatırlayalım.

Çok uzun bir süre geçmedi üstünden.

 Hepimiz, ciğerlerin ezeli düşmanı sigaraya karşı iktidarın vermiş olduğu haklı mücadeleyi hatırlayacağız.

Kapalı alanlardan tutunda, açık alanların bir kısmına, hatta otomobillere varıncaya değin pek çok sigara içilen alan iktidar marifeti ile dumansız hava alanı haline getirildi.

Cumhurbaşkanı cebinde paket taşıyan vatandaşın cebindeki paketi alıp şefkatini gösterdi.

Cezalar  bir biri ardına sıralandı.

Sigara ile mücadelenin bu denli kaba yöntemler ile yapılması ne kadar başarı sağladı bilemiyoruz.

Ancak, sigara fiyatlarına gelen zamlar bile ciddi bir azalma olması için yeterdi de, artardı belki de.

Sigara yasakları konusunda yaptırımlarını babalar gibi ortaya koyan iktidarın, “bize dışarıyı yasakla” diye yalvaran bir halka karşı elindeki gücü kullanmamasında bu denli ısrarını anlamak pek de mümkün görünmüyor.

Elbette ekonomik açıdan ele aldığımız zaman bu ısrarı anlamak için birkaç cümle sarf edebiliriz.

En basit ifade ile ceza kesmekten daha ziyade, iktidarın üzerine düşen ciddi sorumluluklar olması o yaptırımların önünde ciddi engel.

Ceza keseceğiz dönemi değil, şunları sağlayacağız dönemi…

Bu kez iktidar paketi almak için cebe el uzatmıyor, vatandaş kendisi için açıklanacak paketlere bakıyor.

Korona türemesi ardından yapılan kampanyalar, sigara yasağı için yapılan kamu spotlarından çok daha fazla ikna edici oldu diyebiliriz.

Ezeli düşmandan daha itici olan bu yeni ciğer düşmanının ülke sınırlarına girmesi ardından İnsanlar evlerine kapanmak istiyor.

Ancak bu iş, pek de şahsi ohaller ile mümkün olacağa benzemiyor.

İktidar mensuplarının da sosyal medya üzerinden evde kalmak için yalvaran halkın istek ve taleplerini takip ettiklerini düşünüyorum.

 Pek çok evde kalmayı amaç edinen vatandaş, başta barınma, yani kira olmak üzre, faturalarının ve mümkünse mutfak masraflarının karşılanması halinde kendilerini evden çıkarmamaya bir hayli niyetli.

Elbette korkunun bu niyette ciddi payı var.

Yaşamı değerli kılamasak da, en azından ölümün korkutuculuğu ile durumun ciddiyeti vatandaşlara kavratılmış görünüyor.

Aynı ciddiyet tüm devlet erkânının beyanlarından anlamak da mümkün.

O halde vatandaşların da iktidarı ciddiyete davet etmek gibi bir hakkı da kendiliğinden oluşuyor.

Mesela 65 yaşını eve kapatırken, onlarla aynı evde yaşayan insanları unutmak, “evde kal” derken evde kalacak imkanları vatandaşa sağlayamamak, kolonyaya tav etmeye çalışmak…

 İktidarların kötü talihi kendisini çözmeyeceği sorunlara karşı izole edemezler.

Nitekim edemiyor.

Alınan her tedbir, belli bir süre sonra başka bir tedbiri almak zorunda bırakıyor.

İyisimi işin iktisadi boyutunu konuşmak.

 Yani vatandaşların arzuladığı gerçek izolasyonu sağlayacak iktisadi güçte miyiz, değil miyiz?

Şayet, o güçteysek ve hala olması gereken izolasyonu hayata geçirmiyorsak büyük hata, şayet o güçte değilsek, vatandaşın her şeyi anladığı gibi, bu durumu da anlayacağına inanmalı ve vatandaşlara olabildiğince samimi bir şekilde durum anlatılmalı.

Aksi halde, vatandaş evde kalabilenlere bakarak, kendisini değersiz hissetmeye başlayacak.

Güçlü görüneceğiz diye vatandaşın kendisini daha fazla değersiz hissetmesine yol açmamak da fayda var.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.