Büyükerşen’den cumhuriyetin 96’ıncı yılına özel açıklamalar

-Cumhuriyet demek adam olmak demektir

Büyükerşen, Tekelioğlu’nun “Sizin için Cumhuriyet nedir” sorusuna, “Cumhuriyet demek adam olmak demektir. Cumhuriyet demek özgürlük demektir. Cumhuriyet demek bağımsızlık demektir.  Cumhuriyet demek ilerlemek ve dünyadaki bütün medeniyetlerin üstüne çıkabilmek demektir.  Cumhuriyet demek güzellikler demektir. Cumhuriyet dünyada barışı, sulhu, kaynakları iyi kullanan insanların yaşadığı bir rejim demektir. Cumhuriyet demek insanların kendi kendilerini hür iradeleriyle yönetebilmeleri demektir” yanıtını verdi.

-Türk halkı biat kültüründen kurtulmalı

Türk halkının biat kültüründen kurtulması gerektiğine dikkat çeken Büyükerşen, “Maalesef Türkiye’de, Türk toplumu biat kültüründen kurtulmuştur diyemiyorum. Ancak kurtulduğu dönemlerde olmuştur. Yakın tarihte de görüyoruz ki hala biat kültürünü yerleştirebilmek için siyasi akımların mevcut olduğu bir gerçek” dedi.

-Anayasa değişikliğinden sonra ortaya çıkan tablo tek adam sistemidir

Başkanlık sistemini eleştiren Büyükerşen, şunları kaydetti: “Son anayasa değişikliğinden sonra maalesef cumhuriyetin kurulduğu günden bugüne kadar var olan parlamenter sistemde önemli bir değişiklik yaptık. Güya vatandaşlar, kendi seçtikleri parlamenterler, temsilciler eliyle yönetiliyor. Acaba yönetiliyor muyuz? Bu soruyu sık sık sormak durumundayız.  Anayasa değişikliğinden sonra ortaya çıkan tablo tek adam sistemidir. Halkın iradesiyle seçilen parlamenterlerimiz, milletvekillerimiz ne yazık ki önceki dönemdeki parlamenter sistemdeki fonksiyonlarını görememektedirler.  Bugün ki tek adam sisteminde etkin kararlar bir kişinin iki dudağı arasında. Milletvekillerini halk seçiyor, fakat hükümeti Sayın Cumhurbaşkanı tayin ediyor.

-Parlamentonun hükümeti denetleme yetkisi ortadan kalktı

Parlamentoda, parlamenterler çıkıp sorular soruyorlar ama etkisi yok sordukları soruların. Denetim yapıyorlar sözüm ona… Etkisi yok.  Devletin yapılan bütçesinde bile fazlasıyla etkileri olduğunu düşünmüyorum.  Şekil olarak belki bütçe komisyonları var… Bakanlıklar bütçe tasarıları hazırlıyorlar ama neticede eninde sonunda her şey Sayın Cumhurbaşkanının takdirlerine  dayanıyor.  Eskiden cumhurbaşkanları, parlamento içinde seçilmiş bir milletvekiline hükümet kurma yetkisi verirdi.  O da Türkiye’nin ve partisinin idealleri doğrultusunda hükümet icraatı yapabilecek olan milletvekillerinden birisine başbakanlık görevini verirdi. Başbakanda milletvekillerinin içerisinden çeşitli bakanlıklara insanlar atar ve bir program yapardı. Yaptığı program parlamentoda kabul edilirse hükümet devam ederdi. Parlamentonun o hükümet üzerinde denetimi vardı. Şimdi hepsi ortadan kalktı. Seçilen bakanlar eğer isterlerse milletvekillerinin sorularına cevap veriyorlar, istemezlerse vermiyorlar. Sorumlukları halkın seçtiği milletvekillerine karşı değil cumhurbaşkanına karşı.

-Tek adam rejimi gerçek demokrasinin yerleşmesine imkan vermiyor

Tek adam rejimi ne yazık ki gerçek bir demokrasinin Türkiye’de güçlenmesi ve yerleşmesine imkan veren bir sistem değil. Tek adamın hakim bulunduğu  yönetim tarzları var. Bunlar ya diktatörlükle idare edilen ülkeler ya da geri kalmış ülkeler.