EĞİTİMDE SORUNLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, 2016-2017 eğitim öğretim yılının ilk yarısını değerlendirdi.

EĞİTİMDE SORUNLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
19 Ocak 2017 Perşembe 15:22

Eğitim camiası olarak sorunlu bir yarı dönem geçirdiklerini aktaran Urfalı, yaşanan sorunlar hakkında bilgi verdi.
SORUNLAR ÇIĞ GİBİ
Urfalı, sorunları şöyle sıraladı: “Okul türleri ve yönlendirme, TEOG sınavı ve yerleştirmeleri, YGS-LYS sınavları ve yerleştirmeleri, haftalık ders saatleri ve ders çizelgeleri, ders müfredatları, ders kitapları, öğretmen seçimi ve atamaları, öğretmen rotasyonu, ücretli öğretmenlik, atanamayan öğretmenler, öğretmenin toplumsal statüsü, öğretmene sendikal baskı ve mobbing, yargı kararlarının uygulanmaması, yönetici atama ve görevlendirmeleri, ikili öğretim yapan okullarda karanlıkta derse başlanması, okulların hizmetli ve memur ihtiyacı … hemen ilk akla gelenlerdir.”
EĞİTİM MORAL İSTER    
Eğitim sisteminde büyük ve çok sayıda sorun bulunduğuna dikkat çeken Urfalı, yapısal sorunların yanında yönetimsel sorunların da bir hayli yer tuttuğuna dikkat çekti. Eğitim öğretim sürecinde asli unsurun öğrenci ve öğretmen olduğuna vurgu yapan Urfalı, diğer tüm görevlilerin bu sürecin başarını ve verimini artırmak için bu yoldaki engelleri kaldırmak, temizlemek ve gerekli desteği vermekle görevli olduğunu söyledi. Eğitim öğretim sürecinin yüksek moral ve motivasyon gerektirdiğini altını çizen Urfalı, “Ancak, bir okulda öğretmen odası düşünün tam 8 farklı statüde öğretmenin olduğu, (ön lisans mezunu ücretli öğretmen, lisans öğrencisi ücretli öğretmen, aday öğretmen, stajyer öğretmen, sözleşmeli öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen) böyle bir yapıda tüm öğrenciler için verimli ve etkili öğrenme sürecinin yaşanmayacağı/yaşanamayacağı bilinmelidir. Etkili öğretmenlere sahip değilseniz, dünyanın en pahalı ve en modern okul binalarını yapmanın, en iyi öğretim programlarını belirlemenin, en etkili ders materyallerini oluşturmanın ve en güzel sosyal imkanlarla donatmanın anlamı yoktur. Bu nedenle öğretmenin bilgisi ve donanımı başta olmak üzere öğretim programlarının, ders materyallerinin niteliği, eğitim- öğretimin kalitesini doğrudan etkilemektedir. Gelişmiş bir toplum haline gelmek istiyorsak, öğretmenlerin güvenlik, toplumsal statü, özlük ve ekonomik sorunları öncelikli olarak ele alınmalıdır” dedi.
ATAMALAR LİYAKATA GÖRE YAPILMALI
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine seslenen Urfalı, şunları söyledi: “Öğretmene sahip çıkmıyorsunuz, öğretmeni mutsuz etmek adına her türlü çalışmanın içerisine giriyorsunuz, öğretmenleri daha stajyerliğinin başında öğretmen olduğu için pişman ediyorsunuz, öğretmenliği sözleşmeli mülakatlı bir sistem haline getirerek öğretmenlik mesleğini tercih eden gençleri pişman ediyorsunuz. Eğdiğiniz, ezdiğiniz, haklarını her gün geriye götürdüğünüz insanlarla çağ atlayamazsınız. Yapmanız gereken, önce öğretmene ve eğitim çalışanına değer vermek, okulları yönetecek olan sağlam, liyakatli, sevk ve idare kabiliyeti yüksek yöneticiler ve bilimsel, çağdaş, milli düşünen bürokratlar bulmaktır. 15 Temmuz’da FETÖ ve işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin Büyük Türk Milletinin iradesine sahip çıkması sonucu def edilmesi sonucunda ortaya çıkan, Milli Birlik ve Beraberlik Ruhunun vazgeçilmezliği, yaşatılması ve güçlendirilmesi ile bunun her alanda icraatlara yansıtılması ve uygulandığının gösterilmesi gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Artık eğitim başta olmak üzere, kamuda yapılacak her türlü atama ve görevlendirmeler ehliyet liyakat Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine sevgi sadakat ve bağlılık kriterlerine göre yapılmalıdır. şimdiye kadar olduğu gibi, yandaşlığa göre yapılmaya devam ederse, MEB’deki paralel yapı ile benzeri yapıların tıpkı FETÖ gibi bir gün devletimizin başına bela olacağı hiç unutulmamalıdır.”
MİLLİ BERABERLİK RUHUNA VURULAN DARBEDİR
Yeni müfredat ile ilgili de konuşan Urfalı, “Milli birlik ve beraberlik ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğu, adeta ateş çemberinden geçtiğimiz çok hassas ve nazik günleri yaşadığımız bu dönemde, tarih, din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ile özellikle de cumhuriyet tarihi ve Atatürk ekseninde bir müfredat tartışması yaratmaya çalışmak, vazgeçilmez olan milli birlik ve beraberlik ruhuna vurulan bir darbedir. Kökü mazide, modern ve çağdaş tasavvur olan cumhuriyetimiz bilimsel düşünce doğrultusunda iyi insan, iyi vatandaş, kendine, ailesine, vatanına, devletine, milletine ve insanlığa faydalı bir birey olarak yetiştirmeyi hedeflemiştir. Bunu gerçekleştirmek ancak vatansever insanlarla mümkün olur. Fedakar, vefakar ve cefakar kadrolar olmadıkça hiçbir siyasi kurum başarıyı sağlayamaz, Türkiye’yi geleceğe taşıyamaz” ifadelerini kullandı.
                                                                             

 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.