ABİDİK, GUBİDİK İŞLER (Mİ?)


İbrahim Arslan

İbrahim Arslan

09 Mart 2017, 09:59

Mevcut Anayasamıza göre Devletimizin şekli Cumhuriyettir. Ve Cumhuriyetimizin ilkeleri de ikinci maddede “ Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” olarak tanımlanmıştır. Yanı sıra egemenlik hakkı;  kayıtsız ve şartsız millete aittir. Millet ise egemenlik hakkını; Yasama, Yürütme ve Yargı organları eliyle kullanmaktadır. Bu uygulamaya da, kuvvetler ayrılığı ilkesi denilmektedir. 
Bu ilkelere göre, yasama organı ile yürütmenin bakanlar kurulu (hükümet), sistemin siyasal kurumları tarafından oluşturulurken,  yürütmenin diğer organı olan Cumhurbaşkanlığı ile Yargı organlarının ise bağımsız olması düzenlenmiştir.
Zira yasama organı; seçimler sonrası halkın siyasal tercihlerine göre aldıkları oy ve milletvekilleri sayılarına göre siyasal partiler tarafından oluşturulurken, yürütme organının bakanlar kurulu da hükümeti kurma yeterliliğine sahip siyasal parti ve/veya partiler tarafından oluşturulmaktadır.  
Ancak, anayasamız yürütme yetkisini Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu arasında paylaştırırken, her iki organın yetki, görev ve sorumluluklarını da ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler içinde en önemli unsur, Cumhurbaşkanının tarafsız olması ilkesidir. Tarafsızlığın sağlanabilmesi içinde; Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisi ile ilişkisinin kesilmesi, hüküm altına alınmıştır. Yine bu gerekçeyle de seçimleri ayrı yapılmaktadır. Zira Cumhurbaşkanı hükümetin değil, devletin başıdır, bu özelliği ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini temsil etmektedir.
Bu ilke ve özellikler, aynen cumhurbaşkanı yemin metnine işlenmiştir. Yemin metni; “ Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı  ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”  şeklindedir.
16 Nisan tarihinde halkoyuna sunulacak olan değişikliklerin kabul edilmesi halinde, yukarıda belirttiğimiz, yürütmenin siyasi ayağını oluşturan başbakanlık kurumu kaldırılarak, tüm yetkiler Cumhurbaşkanında toplanacaktır. Bakanlar kurulunun kurulma, kaldırılma, atanma, işleyiş ve sorumluluklarını düzenleyen tüm yetkiler de yine cumhurbaşkanına verilecektir. Ayrıca Cumhurbaşkanının, partisine genel başkan olabilmesinin önü açılarak da,  tarafsız olma özelliği ortadan kaldırılacaktır. Yani bu düzenlemelerle cumhurbaşkanlığı organı siyasallaştırılacaktır.  
Diğer yandan bu değişiklikler yapılırken, cumhurbaşkanı yemin metni ise aynen korunmuş ve herhangi bir düzenleme yapılmayarak büyük bir yanlışa ve çelişkiye imza atılmıştır.
Oylamayacağımız anayasa değişiklik metninde Cumhurbaşkanlığı şöyle tanımlanmıştır; “ Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin Birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.”
Başta iktidar partisi olmak üzere bu değişiklikleri savunan kimi kesimler; “ Bu bir rejim değişikliği değil, yönetim şekli değişikliğidir. Bunun adı, başkanlık sistemi değil, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Başbakanlığı kaldırdık, yetkilerin tamamını cumhurbaşkanlığında topladık.”  İfadelerini kullanmaktadır.   
Bu değişikliklerle yapılmak istenen başkanlık sistemi değilse, kendi hazırladıkları metinde yer alan; “ Cumhurbaşkanı, devlet başkanı sıfatıyla…” ifadesi ne anlama gelmektedir?
Bu değişikliklerin halkoylamasında kabul edilmesi halinde Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri birlikte yapılacak, Cumhurbaşkanı adayı partisinin genel başkanı da olabilecektir. Bu kapsamda, bir partinin genel başkanı olarak, partisine oy isteyecek olan, siyasal kimlikli bir cumhurbaşkanı adayının, seçilmesi halinde, tarafsız olması ve Türk milletinin birliğini temsil etmesi nasıl mümkün olacaktır?
Siyasallaşarak taraf olmuş ve belli bir siyasi görüşe gönül veren insanların desteğiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, değiştirilmeyen yemin metnine göre, Devleti “ tarafsız olarak” yöneteceğine namusu ve şerefi üzerine nasıl yemin edecektir?
Söz, yetki ve karar sizde…
 
 
 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fahrettin ERSALMAN - 7 yıl önce
Refaranduma sunalan anayasal değişikliklerinin tarifini ve adını # ABİDİK, GUBİDİK İŞLER # Diyerek engüzel şekilde kendileri yaparak bizde aydınlatma oldular.